CHRISTIAN KURDS
&
RELIGIOUS KURDISH CHRISTIAN LITERATURE

Home  |  Destpêk  |  Ana Sayfa

 

 

A minority of Kurds never became Muslims and continued in their former Christian faith. There is a rich Kurdish Christian (religious) literature.

 

"Kürdlerden bazıları müslümanlığı kabul etti ve tüm hristiyanlığını kaybetti. Bunlar Ortodoks (Sünni) m üslüman kürdlerdir.
Öte yandan diğerleri tüm kalpleriyle hristiyanlığa sarıldılar. İşte bunlar da hâlâ var olan hristiyan kürdlerdir"

Amerikalı Hıristiyan seyyah HENRY RIGGS'in
1911'de Dersim'de Seyid Mustafa ile Dersim Kürdlerinin İnancı hakkında yaptığı röportaj
The Religion of the Dersim Kurds, The Missionary Review of the World, October1911

 

HIRİSTİYAN KÜRDLER


Nasıl ki kürdlerin hepsi müslüman DEĞİLSE, hıristiyan kürdler de vardır. Hıristiyan kürdlerden önce kürdler yahudi idi. Yahudilikten önce kürdler zerdüşti idi. Zerdüştlük yezdani (ezidi) kürd dini inancından kopma bir inanç olduğundan dolayı, kürdler bütün bu inançların EN İLKİ olan ezidilik dini inancı sahibidiydiler. Sonradan ideolojik bir nedenden dolayı ezidilikten kopan bir dini akıma zedüştlük deniyor.

Ezidilikten ideolojik nedenlerden olmayan, salt baskı ve zulüm nedenlerine bağlı olarak bir asimile, yozlaşma, başkalaşma türü ortaya çıktı ve buna müslüman aleviliği diyebiliriz. Oysa gerçek şudur ki hem asli alevilik, yani islamlaşmamış kürd aleviliği, hemde birbirine çok yakın iki kürdi dini inançlar olan: yarsanilik (dostluk, insanlık) ve hemde kakeilik (kardeşlik bacılık), bu her üç kürdi dini inancın da kökeni ezidilik(yezdanizm)dir.

Kısa öz bir şekilde söylersek; yezdanilik (ezidilik) bütün dini inançlarının en ilki, kökü ve başlangıcıdır. Ezidilik yehova (semavi) dinlerden çok önce kurulu olan bir dini inançtır

***

Etnik-antropolojik gerçekler ideoloji ve din vasıtasıyla asla değiştirilemezler. İnsan neyse hep odur ve hep o surette kalıyor ve kalacaktır.

Bilindiği gibi, asurlar hamitik-semitik bir halktır. Özellikle ve genellikle burunları uzun, saçları kıvırcık ve tenleri siyahtır. Zaten günümüze kadar gelmiş asur tarihi kabartmalarından da bunu çok rahatlıkla görebiliyoruz.

Bununla birlikte Kürdistan'da, Suriye'de, Irak'ta, Lübnan'da bir kısım asuri olmayan hint-avrupai, sarışın, mavi gözlü, hıristiyan topluluklara rastlanmaktadır ve bunlar genellikle Doğu Asuri hıristiyan dini mezhebine mensupturlar. AMA asurice'nin ne batı (aşûrî) ve nede doğu (süryanîce) lehçesini bilmiyorlar! Bunlar arasında asurice'yi ve suryani'ceyi bilenlerin ekseriyeti de sonradan öğrenmişlerdir. Çok güzel bir kürdçe konuşurlar. Kürd Prensi Mir Celadet Ali Bedirxan'ın ''en güzel, en tam, en eksiksiz kürd mahalli şivesi olan Torê-Hevêrka lehçesi'' dediği Botan'ın bu lehçesini konuşurlar. Bu gurubun konuştuğu birinci dil kürdçe'dir. Ekseriyeti süryanice'yi bilmediği gibi kürdçe'den başka bir dil de bilmezler.

Bu konuda hem batılı ve hemde doğulu zengin kaynaklar olmasına rağmen ideolojik-siyasi ve dini-siyasi nedenlerden dolayı bu gerçek hep karartılmış durumdadır. Ama güneş balçıkla sıvanmaz. Çünkü onlar, anatomik olarak kürdlerin ekseriyeti gibi, sarışın mavi gözlü kürdlerdir aslında ve halk gurubu olarak asurilerin arasında kendi benzerlerinin olmamasına rağmen, kendine kürd demiyor ama 'asuriyim'', veya ''süryaniyim'' diyorlar.

Bu hıristiyan kürdler İsveç'te genellikle İsveç'in başkenti Stockholm'ün Norsborg ve Södertilje semtlerinde kalırlar. Bazı kürd arkadaşlardan onların kiliselerini ziyaret ettiklerinde gördükleri bir duruma hayretle değindiklerini, bahsettiklerini gördüm. Asuri ve süryanilerin arasında HIRİSTİYAN KÜRDLER olduğunu söylüyorlardı. Ben de bir gün bu kiliseyi ziyaret ettim. Kilisede iki taraflı oturulur biliyorsunuz. O gün de her iki tarafta ibadet için gelen hıristiyanlar oturmuştu. Ama bir tarafın önünde de ikinci bir papaz vardı. Kilisenin orta yerinde duran ayin yapan papazın asurice/süryanice sözlerini kürdçe'nin kurmanci lehçesine çevirip kilisenin bu bir diğer tarafında oturanların anlamaları için kürdçe'ye tercüme ediyordu. Ayin sonrasında tanıdığım bir iki süryani'ye 'bunlar asurice/süryanice bilmiyor mı ki onlara ayin kürdçe tercüme ediiliyor? diye sordum. Bana 'evet bilmiyorlar çünkü kürdlerin arasında kalarak asimile olmuşlar tıpkı sizin türklerin arasında kalarak asimile olmuş olduğunuz gibi' dedi. İnanmadım çünkü hıristiyan kürdçe bir dini literatürün (garşunilerin) olduğundan haberdardım. Eğer hıristiyan kürdler yoksa nasıl ve neden çok zengin ve çok yaygın bir hıristiyan kürdçe bir dini literatüre ihtiyaç olmuş olsun? Sonra benim yakından tanıdığım bazı Midyat ve Merdin'den kürdçe konuşan ve kendine asuri/süryani diyen ailelerin dil konusundaki durmuna vakıf oldum. Şimdi 70-80 yaşındaki ana babaları ve onların ana ve babaları süryanice ve asurice BİLMİYORDU ve kürdçe'den başka da bir dil bilmiyorlardı! Çocuklarına süryanice/asurice öğretmişlerdi ve çoğunun çocukları kürdçe hiç bilmiyordu ve kendilerine benim anam babam kürdçe biliyor ama ben kürd değilim diyorlardı.

Sonra bu kürdlerin böyle davranmalarının, yani kendi milli aidiyetlerini inkar etmelerinin bir başka etkeni, faktörü de ırkçı-şöven hıristaiyan din adamlarının kürdlere karşı takınmış oldukları ırkçı tavırlardır. Adam diyor bu asuri, ermeni ve hıristiyan 'din adamları' diyorsun sanki din adamları değil, ırkçı, islamıo-faşist türk adamlardır. Kürd halkı hakkında nefret derecesinde yalanlar yayıp inkara baş vuruyorlar.Çünkü kendilerine ait çok büyük nüfuslu bir hıristiyan kürd tebaaları vardır. Ana amaçları bu kürd tebaaya yalan söyleyerek onları kürdlükten soğutmaktır ve bu konuda da oldukça başarılı olmuşlardır. Allahları onşların cezalarını bin kat versin o zaman. Amin.

Tıpkı yüzbinlercesi hemde kürdçe olarak ''ez tırk ım'' diyen asimile olmuş kendi aslını inkar eden kürdler gibi kendilerine ben asuriyim/süryaniyim diyorlardı. Ama tabii ki bunlar 'ben asuriyim, süryaniyim, türküm' demekle asla asuri, süryani veya türk olmuyorlar. İşte asuri ve süryanilerden başka bir halk gurubuna mensub olan kesimler, yani aslen kürd olan bu sarışın ve mavi gözlü kürd hıristiyanı ''süryani'ler'', ''biz asuri'yiz'' veya ''biz süryaniyiz'' demeleri aslı astarı olmayan bir iddiadır. Bu duruma işaret eden yüzlerce yazılı belge vardır Bu belgelerden bazılarını burada veriyorum:



Goran Candan

NATIONAL GEOGRAPHIC 1907:
http://www.saradistribution.com/geographicaljournal1907.htm

 

 

 

 

 

 

 

 TARİHİ  NİSÊBÎN AKADEMESİNİ KURAN  KÜRD: BARSAUMA/BARŞEMO/BARŞUMA/ BARÇUMA

The Kurdish patriarch: Barsauma - Bar Şemo (Şemûn = Sîmon) of Nsibis

 

Şimdi iki kürd kesimine sesleniyrom!
--- Bu resime iyi baksınlar!
Ve hıristiyan kürd var mıdır yok mudur sorusuna cevap versinler.
Bu iki kesimin her ikisi de ULUSAL İNKARCIDIRLAR, yani kendi kavmini İNKAR EDENLERDİRLER. Bu her iki kesim de toleranssız islamın gayri-müslimlerin üzerindeki yoğun saldırılarından gına geldiklerinden dolayı 'hıristiyan kürd yoktur' diyorlar.
Bunlardan birinci kesim yeterince tarih OKUMAMIŞ kürd aydınları ve tarihçileridir. İkinci kesim de toleranssız islamın gayri-müslümlerin üzerindeki yoğun saldırılarından dolayı asurların kiliselerine sığınmış HIRİSTİYAN KÜRDLERDİR. Bunlar bugun JÊKETO-PÊKETO olmuşlar, yani kürd oldukları halde kürdlüğün en azılı düşmanlığını yapanlar.. Kürdçe'de bunlara jêketo-pêketo denir.
Aynı şekilde yahudi kürdler yoktur diyenlerin de tarih okuma gözü kördür. Ben gittim gördüm, bal gibi de yahudi kürdler vardır.
Uzun zamandır bu JÊKÊKET-PÊKETO'ların yüzüne vurmak istiyordum bu gerçeği. Bu bu değerli çalışmasıyla bu meramımı gerçekleştirmemi sağlayan Aso Zagrosi'ye şükranlarımı sunuyorum.

 



Barsauma Kurdiyanî - Tıkla ve oku!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Metranê Amedê Acacius ji bo berdana 7000 girtiyên kurd ên Sasanî yên ku dê ji birçîna bimirin, berdêl dide romayiyan.
Metran pere bi helandina qûçên dînî, tas û tasên ji zêr û zîv hatine çêkirin berhev kir.
Acacius ku bi vê qenciya xwe qedr û qîmeta Sasaniyan û kurdan girtiye, li salên 40'î yên Zayînî
wek metranê Diyarbekirê di dîrokê de bi tîpên zêrîn hatiye nivîsandin...

(Amed piskoposu Acacius, aksi takdirde açlıktan ölecek olan 7.000 Sasani kürd mahkumunu serbest bırakmak için romalılara fidye öder. Piskopos, altın ve gümüşten yapılmış dini sürahileri, kaseleri ve fincanları eriterek parayı topladı. Bu yaptığı iyilikle sasanilerin kürdlerin takdirini kazanan Acacius M.S 400'lerde Diyarbekir piskoposu olarak adını tarihe altın harflerle yazdırdı...)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

HIRİSTİYANLIK DİNİ İDEOLOJİSİ KÜRDLERE BÜYÜK DÜŞMANLIK ARACI YAPILDI ERMENİ & ASURİ IRKÇI-GERİCİLERİ TARAFINDAN

17. 18. ve 19. yüzyılda hristiyanlık, IRKÇI AVRUPA KOLONİZATÖRLERİNİN kürdleri Yakındoğu’da, siyahileri Afrika’da ve kızılderilileri de Amerika’da ezmek ve YOK ETMEK hedefinin kutsal icazeti, kutsal mührü ve ideolojisi oldu. Hem 7. yüzyıldaki arap-islam istilaları ve hemde 17., 18. ve 19. yüzyıldaki kürd anavatanına göz koyan ermeni dezinformasunu bazında hıristiyabnlık dini ideolojisi taşıyıcısı ırkçı Avrupa sömürgecileri, kürd halkına çok büyük zararlar verniştir. Sonra da bu zararları katbekat katlayacak türk işgal ve sömürgeciliği hasıl oldu.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Papazê Kurd: Eger em dîroka xwe nenivîsin kesên din dê li gor xwe binivîsin

18-01-2021
Abdulselam Akinci

Papazê Dêra Protestan a Mêrdînê Ender Peker Ender Peker, Kurdê navçeya Licê ya Ameda Bakurê Kurdistanê ye. Wî di van demên dawiyê de bi navê “Di Pirtûka Pîroz de Med” pirtûk nivîsandiye û ji aliyê Weşanxaneya YAYê ve hate belavkirin.

Ender Peker di pirtûka xwe de cih daye beşên Tewrat, Încîl û Zebûrê yên derbarê dîroka Medan de.

Papazê Kurd Peker dibêje ku eger Kurd bixwe dîroka xwe nenivîsin kesên din dê li gor xwe binivîsin.

Peyamnêrê Rûdawê Abdulselam Akincî hevpeyvînek ligel Papazê Dêra Protestan a Mêrdînê Ender Peker Ender pêk anî.

Tu Misilman bû, lê piştre bû Krîstiyan û li Dêra Protestan a Mêrdînê bû papaz. Tu dikarî ji me re behsa vê çîroka xwe bikî?

Ez ji Gundê Comelaş ê ser bi navçeya Licê ya Amedê ve me. Zaravayê me Zazakî ye, ne ku Kurmancî. Ez di nav malbateke misilman de hatim dinyayê û wisa mezin bûm, lê di warê olî û Xweda de min her tim meraqek zêde hebû. Min gelek xwend û lêkolîn kirin. Wek tê zanîn ne tenê ola Misilman heye, gelek ol hene. Civaka me piranî Misilmanin, lê di nav civakên din de olên cûda hene weke Mesihî, Cihû, Budîst û gelek baweriyên din. Min rojekê ji apê xwe pirsî `gelo me ji kuderê dizanî ola me ya rast e? Gelek ol hene û hemû jî dibêjin a me ya rast e.` Wî jî ji min re got; `ji ber ku me nexwendiye em nizanin, ji ber ku mezinên me wisa bawer kirine em jî wisa bawer dikin`. Ez di wê baweriyê de me ku divê dema kesek baweriya xwe bi olekê tîne, baştir e di warê akademîk de jî nas bike. Dema em çûn pêşberê Xweda êdî veger nîne. Bi başî û xirabiyên xwe em dê biçin wir.

Te li ser vê yekê, dest bi lêkolînên xwe kir?

Belê, li ser vê bingehê min dest bi lêkolînan kir. Min gelek pirtûk xwendin, ne tenê Quran, herwiha min Tewrat, Zebûr, Încîl jî xwendin û li ser olên Hindî jî min xwendin kir. Piştre jî min biryar daku ku ez bibim bawermendê Îsa Mesihî.

Tu pêştir Misilmanek çawa bû, te nimêjên xwe dikir?

Belê, ez misilmanek baş bûm. Hûn niha jî biçun gundê min, ew hemû jî dizanin ku zanebûna min a derbarê Ouran û Misilmantiyê de gelek e. Melayê gund wê demê ji bo min digot `ew dê bibe alimek mezin`. Niha dema ez diçim gund, ji min re dibêjin ku me digot `tu dê bibî alimek mezin, lê tu bû qeşe`. Ez jî dibêjim ma ev jî ne alimtî ye ma tenê melatî alimtî ye û gelek cureyên alimtî hene.

Em niha werin ser pirtûka te ya bi navê “Di Pirtûka Pîroz De Med”, tu dibêjî di Tewrat, Încîl û Zebûrê de behsa Medan ku wek bav û kalên Kurdan e, tê kirin. Girîngiya di Tewrat, Încîl û Zebûrê de behsa Medan dike çi ye? Te çawa dest bi nivîsandina pirtûkê kir?

Dema min dîrok dixwend, derbarê gelek împaratoriyan de agahî hebûn, lê derbarê Medan de agahdarî gelek kêm in. Dema ku min zanî, Medan împaratoriya Asuriyan bidawî kiriye, wê demê min zanî ku Med çiqas girîng in. Di wê heyamê de Asûrî hêza herî mezin a cîhanê bûn, wate ji wan xurtir ti împaratoriyek din nebû. Ew hem li Rojhilata Navîn û hem jî li Ewropa gelek bihêz bûn. Medan çawa karî împaratoriyek ew qas mezin û bihêz bidest bixin? Berî wan Babîl hebûn û ew jî îmapratoriyek mezin bûn. Medan piştî Asûriyan, Babîlê jî kontrol dikin. Bala min kişand ku çawa Medan kariye wan herdu împaratoriyan bidest bixe û çima dîrok ewqas kêm behsa wan dike? Min got ew çi mesele ye. Min ji bile agahiyên di Tewrat û Încîlê de hinek çavkaniyên din jî xwendin. Dîrokvanê Yûnanî Heredot, hinek behsa Medan dike, lê zêde agahî nînin. Min gelek pirtûk xwendin ku behsa Medan dikin. Di pirtûkan de cih dane Medan, lê bi berfirehî behsa împaratoriyên din dikin. Dema min Încîl û Tewrat xwend min dît ku herdu pirtûkên pîroz gelek behsa Medan dikin.

Wate behsa Kurdan dike…

Dîrokvanên Kurd û ecnebî dibêjin ku Med pêşiyên Kurdan in ango bav û kalên Kurdan in.

Li gor pirtûkên pîroz bav û kalên Medan kî ne?

Di destpêkê de navê Medan ne Med e, navê wan Meday e. Sê kurê Nuh pêxember hene: Yafet, Sam û Ham. Navê yek ji kurên Yafet, Meday e. Med ji wir tên. Berê bi Meday dihatin gazîkirin.

Wate neviyên Nuh Pêxember in?

Belê neviyên Nuh Pêxember in. Navê Meday bi demê re dibe Med. Piştî ku min lêkolîn kir min dît ku pirtûkên sekûler ên dervey olî zêde behsa nake, lê Tewrat û Încil gelek behs dike û min jî ew nivîsandin. Ew nivîsên min ji pirtûkên pîroz wergirtin, nêzîkî 10-12 salan li ba min man. Piştî ku min dît zêde behsa Medan nayê kirin, min biryar da ku ez wan agahiyên ku min kom kirine, weke pirtûk belav bikin da ku kesên dixwazin derbarê wan de xwe bigihêjin hinek agahiyan bixwînin. Eger ji niha şûn de pirtûkek derbarê Medan de were nivîsandin dê teqez li van ayetan binêrin û dê li gor wê çap bikin. Ez ne nivîskarim, lê ez qeşe me û dibe ku di warê nivîsandinê de hinek kêmasiyên min hebin, lê ew agahiyên min ji Tewrat û Încîlê wergirtine ji sedî sed rast in. Min destnîşan kiriye ji kuderê û kîjan ayetê wergirtine. Behsa sîstema dewleta wan û yasayên wan dikin. Herwiha behsa nêzîkbûna wan a li hemberî jinê dike û behsa peywendiyên Medan ligel neteweyên din dike çawa bûye.

Med û Pers ji ber ku mirovên hev bûn, di rêveberiyê de şirîk bûn, carna padîşah ji Medan bûn û carna jî padişahê wan ji Persan bûn. Hem Med û hem jî Pers di avakirina perestgeha Hz. Silêman a li Kudûsê de bûne hevkar. Împarator Nabukadnazar ew perestgeh hilweşandibû. Xweda bi taybetî bi razîbûn behsa Medan dike û ji wan razî ye. Di Tewratê de tê behskirin kijan milet dê çawa were cezakirin, lê behsa Medan nake, berevajoyê wê ji wan razî ye û dibêje ku ew mêrxasin ku pesnê navê min didin. Dibêje ez ê wan li hemberî Babîlan bihêz bikim.

Tu dikarî minakekê ji nav pirtûka nîşanê me bidî ku di Zebûr an jî Tewratê de behsa Kurdan dike?

Di Tewratê de Danyal Pêxember li dawiya beşa 5mîn de heye, dibêje `kralê ango keyê Medan Dara di 62 saliya xwe bû desthilatdarê Babîlê û Babîl xwest di destê xwe de.` Di berdewamiya wê de li beşa 6mîn de jî tê gotin; `Împaratoriya Medan ji 127 eyaletan pêk dihat û sê wezîr bi karê wan eyaletan ve mijûl bûn.` Di beşa 13an de jî behsa Med û Babîliyan tê kirin û bi taybetî behsa hilweşandina Babîliyan ji aliyê Medan ve. Dibêje: `Ew mêrxas li hemberî Babîliyan li çiyan kom bûn. Min hêz da wan. Med hez ji zêr û zîvan nakin. Di wê heyamê de şer ji bo erd, zêr û zîv dihat kirin. Med milete birûmet e ku ji bo zîv û zêr şer nekirine. Ev tê wateya ku ji bo azadî û rûmetê şer kirine.

Di Încîlê de çi tê gotin?

Ev tiştên me behs kirin di Tewratê de bûn. Li gor Încîlê kesên ku ewil bawerî bi Îsa Mesihî anîne Med in. Eger hûn dîrokê nenivîsînin hinek din dê ji bo xwe binivîsin. Ev 2 hezar sal e dibêjin ku yên ewil bawerî bi Îsa Mesihî kirine Suryanî ne. Di beşa duyem a Încîlê de tê gotin ku dema Îsa Mesih li Beytul Lahmê tê dinyayê, ji aliyê rojhilat ve Majî hatin. Dibêjin Majî hatin gotin `ka padîşahê li Îsraîlê hatî dinayayê ku me li ezmanan stêrka wî dît.`

Di Tewratê de jî tê gotin ku Îsa Mesihî dê li Beytul Lahimê were dinyayê. Majî diçin Beytul Lahimê dibînin ku li ser xaniyekê stêrkek sekinî ye û ew jî dikevin hundirê xanî û dibînin ku Hz. Îsa di hembêza dayîka Meryemê de ye û nû jidayîk bûye. Tê gotin li hemberî wî Majî çûne secdê û hinek diyarî dane wî û vegeryane. Birayên me yên Sûryanî dibêjin ew Sûryanî bûn. Lê piştî lêkolîna me, ew jî dibêjin Kurd bûn. Çima? Ji ber ku ew Majî ne û eşîrek a Medan in. Dîroknas Heredot dibêje, 6 eşîrên Medan hebûn yek ji wan jî eşîra Majî bûn. Majî di heman demê de odarên Zerduştî bûn û zana bûn. Wan liv û tevgera stêrkan hesab dikir. Piştre Yûnaniyan ji Majiyan re gotin ku Majusî. Ev gotina Mecusî jî ji wir tê. Kesên ewil ji Îsa Mesihî bawer kirine ew in.

Di Quranê de jê behsa van tiştan tê kirin?

Na, di Quranê de behsa Medan nayê kirin. Di destpêka pirtûkê de min hinek behsa vê mijarê kiriye. Di Quranê de derbas ku miletek bi navê Midyan di navbera Îsraîl û Misir de jiyane. Di Quranê de ne baş behsa wan dike. Hinek kes dibêjin Med ew in û ji aliyê Xwedê ve hatine lenetkirin. Lê ew ne Med in, ew  Midyan in û ew cûda ne û ji aliyê Îsraîliyan ve hatine tunekirin.

Dixwazî derbarê pirtûkê de tiştekê bibêjî?

Me pirtûk bi Kurdî û Tirkî çap kiriye, lê ez dixwazim bo soranî were veguhestin.

 

 

 

__________________________



 

Islamo-Fascist Turks threaten CHRISTIAN KURDS with death:

Hristiyan Kürt sanatçı ölümle tehdit edildi

RÛDAW: İstanbul’da yaşayan Diyarbakırlı sanatçı Şaban Ok, telefondan tehdit mesajları aldığını söyledi. Ok, “Hristiyan Kürt bir sanatçı olduğum için tehdit ediliyorum” diye belirtti.

Kiliselerde Kürtçe ilahiler seslendiren ve "Klamên Kurdên Mesîhî” (Kürt Hristiyan Ezgileri) adlı albümleri bulunan eski din görevlisi ve sanatçı Şaban Ok, telefon üzerinden tehdit mesajları aldı.

Rûdaw muhabiri Ömer Sönmez’e konuşan Ok, gece yarısı bir kişinin kendisini ısrarla aradığını belirterek, “Telefona yanıt verdiğimde karşıdaki, ‘Şaban yerini biliyorum. Adımlarını denk at’ dedi. Kim olduğunu sordum söylemedi. Ben de yerimin gizli olmadığını söyledim. Sonra ses kaydı gönderdi. Tehditler savurdu” dedi.

Ok’un telefonuna gönderilen sesli mesajda şahsın, “Şaban seni yakacağım. Yarın gittiğin yere kurşun yağacak. Ayağını denk al” diyor.

Hristiyan Kürt bir sanatçı olduğu için böyle bir tehdit aldığını anlatan Şaban Ok, “2014-15’te de benzeri tehditler aldım. Bu organize bir şey. O dönem IŞİD tarafından tehditler yapılıyordu. Çünkü mesajlarda ‘tüm dünyanın gözü önünde boynunuzdan öpeceğiz, Allahu Ekber’ deniyordu. Yine ırkçılar tarafından da tehdit edildim. Onun dışında kimse ile bir husumetim yok” diye konuştu.

Şaban Ok, “Her şey sistemden kaynaklanıyor. Ortada kardeşlik, birlik ve beraberlik adına bir şey kalmadığında bu tür durumlar yaşanıyor. İnsan Hakları Derneği’ne, mahkemeye ve basına başvuracağım. Şunu bilsinler, biz tüm milletleri seviyoruz. İsa Mesih hiç bir zaman silah alın karşınızdakini öldürün demedi. Onun öğrencileri de bunu yapmadı. Ben de sevgimizden başka bir şey göstermeyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Diyarbakır’daki kilisesi görevlilerinin de geçmişte tehditler aldığını belirten Ok, bu yaklaşımın çözüm olmayacağını, savaşların dünyayı kurtarmayacağını vurguladı.

1965’de Diyarbakır’ın Hançepek Mahallesi’nde doğan ve 1996 yılında Hristiyanlığı kabul eden Ok, din üzerine Kürtçe kültür ve sanat çalışmaları yaptı.

Ok, “Bir halkın varlığı kültürüne bağlıdır. Kültürü olmayan bir ulus ne devlet ne de kimlik sahibi olamaz” dedi.

Şaban Ok, IŞİD’in saldırıları sırasında 2014’te Şengal’den gelen Ezidi Kürtlere yardımlarda bulundu.  

Ne olursa olsun ülkeyi terk etmeyeceğini belirten Ok, “Ne olursa olsun son nefesime kadar da ülkemi terk etmeyeceğim” diye konuştu.

01.09.2022

Rûdaw

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

by Mirella Galletti

cristiani del Kurdistan  è un libro di Galletti Mirella pubblicato da Jouvence nella collana Guide, con argomento Curdi - 9788878013483.

EAN (ISBN-13): 9788878013483
ISBN (ISBN-10): 887801348X

Publishing year: 2003
Publisher: Jouvence

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Stewr, Mêrdîn

Islamist Turkish Army destroyed this village. Since 1990 ten thousands of Kurdish villages burned down by the Turkish Islamist Army which stil is in NATO

 

 

 

   

 

 

 

 

 

 

 

Gundê Kiwêx

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Telata Dêra Gundê Xaxê li Midyadê

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KAYBOLMUŞ BİR MİLLİ KİMLİĞİN ORTADOĞU'DAKİ DERİN İZLERİ -1-

Ortadoğu'nun ve kürd halkının siyasi tarihini ana hatlarıyla bile olsa, birazcık bilen bir kişi, kürdlerin kim olduğunu, Kürdistan sınırlarının bir zamanlar nerelere kadar uzandığını çok iyi bilir.

Bugün sami kavminden olan arapların ve yahudilerin, Trakya-Balkan kökenli bir kavim olan ermenilerin, Hezar bölgesi parseklerinin, asur kalıntıları olan süryanilerin, arasında 'kaybolmuş kürdlere' rastlamak mümkündür.

Kürdistan'ın 7. yüzyılda müslüman arap orduları tarafından, istila edilmesiyle ve bu büyük istilanın akabinde 11. yüzyılda,türk istilasının vuku bulmasıyla, türk istilasından sonra da 15 yüzyılda moğol istilasının yaşanmasıyla, kürd halkından büyük bir kesimin dininin değişmesiyle, uzun tarihlerden beri özgür bir mecrada giden kürdi sosyal, siyasal ve kültürel yaşamı alt üst edilerek, büyük bir kürd nüfusu kürdi milliyet gerçeğinden kopmuştur. Bu kürdler büyük bir oranda araplaştırılıp hatta türkleştirilmiştir.

Kürd halkının hatırı sayılır bir kesimi, araplaştırılma ve türkleştirilme hamlelerine karşı eski dini, sosyal ve siyasal yaşamlarından taviz vermeyerek, müslüman arap ve türk ordu ve devletlerine karşı uzun yıllar boyu büyük bir direniş sergilemişlerdir. Ancak bu direnişleri, birlik sağlayamadığı için başarıya ulaşmayıp, en nihayetinde de şu veya bu şekilde islam ordu ve devletine teslim olmak zorunda kalmışlardır. Örneğin yezidiler..

Bu büyük teslimiyetten sonra da küçük çaplı da olsa bir kesim yahudi ve hıristiyan kürd, bütün baskılara rağmen müslümanlaştırlamayıp, yahudi kalarak veya ermeni ve süryani kiliselerine avdet ederek, kendi yahudi ve hıristiyan inançlarını korudular. Ama kürdlüklerini kaybetme bedeli ödeyerek ancak bu dini inançlarını koruyabildiler.

Müslüman arap ve türk devlet ve ordu baskıları, inanç kimliğinden ziyade, milli aidiyete yönelik çok acımasızdı. Büyük oranda müslümanlaştırdığı kürd ve diğer Ortadoğu halklarına karşı inanç bakımından uyguladığı şiddeti eksiltyor, ama en küçük bir milli bilincin kendi iktidarına karşı oluşmaması için, bu kavimlerin milli kimliklerine yönelik daha çok ve daha tavizsiz bir baskı ve şiddet uygulamaktaydı. Bu durumda, yahudiliklerini, hıristiyanlıklarını korumuş olan bu kürdler, 'ben kürdüm' demek yerine, çok rahat bir şekilde; 'ben yahudiyim', 'ben hıristiyanım' diyebildiklerini gördüler, anladılar. Bu 'ben kürdüm' demekten çok daha risksiz ve çok daha rahattı.

Bunun için hala bugün bile 'ben kürdüm' demiyorlar, ama 'ben yahudiyim', 'ben ermeniyim' veya 'ben süryaniyim' diyorlar. Hem ibranice'yi İsrail'e geldiklerinde sonradan öğrenmlerine rağmen bunu diyebiliyorlar. Ermenice ve süryaniceyi bugün bile bilmedikleri halde hala onlara hangi milletten olduklarını sorsanız, 'ben yahudiyim', 'ben ermeniyim', 'ben süryaniyim' derler.

Bu kesimin Ortadoğu'da yaşayanları, azınlıklara yönelik halen de mevcut olan baskılardan korunmak için bunu söyleme ihtiyacındadırlar, ama yurt dışındakiler ise, hıristiyanlığın müslümanlığa nazaran popüler bir kültür olmasından dolayı bu tercihi asıl ve gerçek kürdi milli kimliklerini göz ardı ederek, kürdlüklerini SATARAK ve arap, türk, yahudi, ermeni veya süryani olmadıklarını, kürd oluklarını BİLDİKLERİ HALDE bunu yapıyorlar. Çünkü bilmeden yapanlar çok azınlıktadır.

Bilmiyeyerek yapanlar için şunu sorayım o zaman:

Ortadoğu'da kürdlerden başka hint-avrupai başka bir kavim var mıdır? Yoktur tabi. O 'suriyeli' dedikleri, 'ürdünlü dedikleri', 'kudüslü' dedikleri, 'süryani' dedikleri sarışın, mavi ve yeya yeşil gözlü insanlar KİMDİR o zaman? Ortadoğu yahudisi, Trakya’dan gelén bir ermeni, arap veya asur kalıntısı olan bir süryani olabilirler mi? Elbette ki hayır.

Üretici bir halk olarak üretmeyen barbar kavimler tarafından istila ve tecavüzlere uğtramış bir halk olarak, her ne kadar yer yer anatomik bazı değişiklere uğramışlarsa bile kürdlerin çoğunluğu hala hint-aryani özelliklerini koruyabilmiştir.

Elbette ki hint-avrupa kavimlerinden olan kürdler sarışın, mavi veya, yeşil gözlüdür ve sami kavimleri (araplar, asurlar, ve Ortadoğu yahudileri) ise esmer tenli ve siyah gözlüdür.

Bugün nasıl ki ermenilerin, yahudilerin, süryanilerin arasında kürd asıllılar varsa, kürd asıllı araplar da var. Bunları en rahat bir şekilde, genel olarak anatomik özelliklerinden ayırt edebiliyoruz. Bu arapların arasında hala kürdçe bilenler bile vardır.

Biraz tarih, biraz siyaset, biraz anatomi bilgisi olanlar bu belirgin ve açık gerçekleri çok rahat bir şekilde görebiliyor tabii.

Son olarak: insanların deri, saç, göz rengi veya ideolojileri değil, insanların fikriyatı ve ameli belirleyici ve önemlidir. Ama aslını inkar eden kişi de haramzadedir.

Goran Candan

26.02.2020

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Suhbeta piştî nîşangirtina tifengan, parêzgeha Şirnexê, bakurê Kurdistan

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

- PRIERE DU NOTRE PERE EN KURDE: c1800 -



- PRIERE DU NOTRE PERE EN KURDE: c1800 -

BABÊ MA [ Our Father
 ku derûnit ser asman
muqaddes bit navê te;
Bideî a ma beheşta te.
Debit amrada Te ser asman û ser erd.
Îro û axir ro, têra nan bideî a me. Efû bikeî guna me,
Sibi em efû bikin er ku çêkiria me zerer ya zahmet.
Û navêjî me nav texerib, amma xalas bike me ji xarabiya, Amîn ]

Orjînal: Kurmanciya Kevn ji hêla Garzoni:

 

 

 

 

 

 

 

 

SACHAU 204: A KURDISH GARSHUNI POEM

 


 

- M. Dehqan: Independent researcher

 

Abstract. Contacts between Kurdish culture and that of the Syriac — whatever we take “Syriac” to mean in this context — have a long and tricky history which for many fields is still far from sufficiently studied. All researchers, however, do agree that these contacts caused a more important Kurdo-Syriac field in which a considerable number of manuscripts dating from about the 18th century onwards are written in Syriac characters adopted to suit the Kurdish language. This Kurdish language written in Syriac characters is called Kurdish Garshuni and the following brief note presents a hitherto overlooked manuscript of such a Garshuni material.

The MS Sachau 204 is of considerable interest, first because
the matter which it contains is Kurdish, and this
language is rarely found written on this material; secondly
because the script is Syriac, which is more usually
found applied to the Arabic language. The existence of
such Garshuni texts has been known since the 19th century,
when the well-known Sachau mentioned Kurdish
occurrence in some Garshuni manuscripts in the Berlin
Library [1]. In 1970 K. Fuad published a catalogue of
Kurdish manuscripts kept at Berlin Library, including
the Garshuni ones, which is the standard catalogue up to
now. In his catalogue, the author essentially presented
the normal Kurdish manuscripts written in Arabic script
as his basic concern. Much less attention has, however,
been paid to the Kurdish Garshuni manuscripts. It is
even possible to say that the Kurdish Garshuni section of
the catalogue is based on the Sachau's catalogue [2].
The unique MS Sachau 204 consists of 6 folios and
is written on yellowish paper in a somewhat cursive Estrangela
script with the usual diacritical points. There are
14 to 15 lines per folio; with the dimensions
15.0×10.0 cm and the text area 12.0×7.5 cm. While the
text is written in black ink, some diacritical points and
punctuations are in red ink.
Not only the completeness of the manuscript is unidentified
but the date and place of producing of the
manuscript are also unknown. It is possible that the depository
of the manuscript was connected to northern
Iraqi areas as most of the Kurdish Garshuni manuscripts
were brought from there and presented to Berlin Library.
The emergence of the manuscript from Iraqi areas may
also be explained by the fact that E. Sachau, in his pursuit
of Syriac manuscripts, essentially depended on the
help of Jeremias Shāmīr, a deserter and dealer in manu-
scripts himself from the Monastery of Alqōsh, 40 km
north of Mosul in Iraq.
It is, however, possible to assume that Iraqi depositories
of the Kurdish Garshuni manuscripts kept at Berlin
Library are not always accurate, and new places should
be established for some of them. The very brief information
contained in Fuad's catalogue correctly clears that
Sachau 204 is a manuscript from ╥ur ‘Abdin in the eastern
part of Mārdīn province in Turkey [3]. Another evidence
making obvious the more western depository of
the manuscript is the script.

The MS Sachau 204 is written in Serto (West Syriac)
with the vowels which are less often seen with the Estrangela
script. The script employed by the author of MS
Sachau 204 may provide a clue to the obscure origin of
the present manuscript and its emergence as a distinct
Kurdish Garshuni script. The script is unique among the
scripts of Kurdish Garshuni fragments, especially those
from Iraqi regions [4], and it is precisely this uniqueness
that makes it so difficult to contextualize.
In this script n (and z) and š can be confused; k and b
can also be confused. It is usually unclear where vowels
are placed: ah or ha, eh or he. According to Syriac script,
for the letters b, g, d, k, p and t no distinction is made
between the hard and soft pronunciation (quššāyā, rukkākā).
Here, d, g and t are marked with a red dot above
which can be considered as a quššāyā, marking occlusive,
non-aspirated pronunciation. Sometimes p is given
with three dots below which is very rare in Syriac script.
It can be pronounced as p, p’, f, v or w. The letter p with
a single dot above can be considered as f. The letter b is
strangely given with both two or three dots below which
may indicate b, v, w, or even p. When k is marked with
quššāyā (a dot above) it is used for k, k’, or perhaps x,
while k marked with rukkākā (a dot below) indicates
velar fricative pronunciation x, k’, or k.
Finally, mention should be made of the language of
manuscript. It is written in the Kurmanci dialect of Kurdish
and very possibly with a dialect which was common
in and around Mārdīn. Everything is in Kurdish. Unlike
some of the Kurdish Garshuni manuscripts, which contain
some Neo-Aramaic or Turōyō beginning / colophon,
this manuscript remains in Kurdish. It is hard to recognize
a rhyme pattern for the poetry or divide the text in
verse lines. Although the quality of the rhyme gave rise
to some criticism, the language of the text enjoys at least
a somewhat lyrical shape. The signs and the punctuations
of the manuscript (crosses, semicolons and dots) do
not help to explain the verse meters of the text. In view
of the strong Kurdish oral tradition, however, the style
can be sometimes considered as a kind of rhythmic prose
(saj‘). My reading of the first and the last lines follows:

Incipit (fol. 1r, lines 1—2, fig. 1):
dnazik ta serê ma bestin bakbankeh dih şîina lō mirino te nehişt ’em têr sefe bikin live (dinyaê betale) …delicate. You have tied our head… to the pile of mourning [5] you death, you have not allowed us to enjoy enough in this perishable world Excipit (fol. 6r, lines 14—15, fig. 2): (şînîya) bihare û rîhan û gul-çiçeke we-live baybûn û susine (the reenery) of spring, and sweet basil, and rose and flowers and to chamomile and blue fragrant flower.

N o t e s

1. Cf. Sachau, 1899: 434—37, 442—444.
2. On Sachau 204 he is almost completely quiet. For details,
see Fuad, 1970: 121—126.
3. Ibid.: 124.
4. Cf. Dehqan & Mengozzi, 2014: 62—67.
5. The translation of the first line is somewhat problematic.

The transliteration of the line is as follows: dnāzek tā sareh mā basten bakbankehdehšinā. The first word nazik “delicate”, which is a common word in the region, sounds better
thank nêzîk “near to”, but an adverb “delicately” should be termed bnāziki as far as I know. I suspect dnāzik belongs to a preceding line, that is, dnāzik ends a sentence. If we had the lines before dnāzik we could investigate them carefully. The following words tā sareh mā basten bakbankehdehšinā could be an independent sentence. The whole thing is of course complicated by the obscure bakbankeh. My translation “pile of mourning”, based on şîn “mourning” sounds good. Then I have the problematic -ā after šīn unless it is the copula for “is”.

R e f e r e n c e s

Dehqan, M. & Mengozzi, A. (2014), “A Kurdish Garshuni poem by David of Barazne (19th century)”, Hugoye: Journal of Syriac Studies, vol. 17/1, pp. 53—79.

Fuad, K. (1970), Kurdische Handschriften. Verzeichnis der orientalischen Handschriften in Deutschland 30, Wiesbaden: F. Steiner.

Sachau, E. (1899), Handschriften-Verzeichnisse der königlichen Bibliothek zu Berlin. Verzeichniss der syrischen Handschriften,
Berlin: A. Asher & Co.

A c k n o w l e d g e m e n t s

* I would like to express my gratitude to Alessandro Mengozzi for his suggestions especially in connection with the transliteration of the text.

I l l u s t r a t i o n s

Fig. 1. Kurdish Garshuni poem. Paper, 15.0×10.0 cm, 6 folios. Staatsbibliothek zu Berlin-Preuβischer Kulturbesitz, call No. Sachau 204, fol. 1r. Courtesy of the Library.
Fig. 2. The same MS, fol. 6r.

 

Key words: Kurdish, Garshuni, Syriac, poetry, Kurdistan

 

KÜRDLER ÇOK ESKİ VE ÇOK BÜYÜK BİR KAVİMDİR

Kürdistan coğrafyası tarihi çok eski olduğu gibi, Kürd Ulusu'nun da tarihi öyle kadim ve eskidir.

Hemen hemen hiç istisnasız bütün İLK dinler, hatta din kültürü ilk olarak tarihî Kürdistan coğrafyasında doğmuştur. Çünkü tarihi Kürdistan coğrafyası, insanlığın insan olmaya İLK adım attığı en İLK kadim mekandır. İnsan düşünmeye bu cennetşmsi rahat mekanda başlayabilmiştir ancak.

Hıristiyan kürdlerin tamamen tasfiye edilmeden önce, kendini bir kısım müslümanların merhametsiz ve şiddetli tasfiye saldırılarından korumak için, diğer eski bir kavim olan süryani kavmiyle ve hatta ermeni kavmiyle birleşmeye gitmiştir. Süryanilerin arasında kürdçe konuşan işte bu hıristiyan kürdlerdir. Bunların dini metinlerinin kürdçe yazılmış ilahi kısmına GERŞÛNÎ denir.

Araştırmacı M. Dehqan daha önce bu gerşûni ilahileri bize tanıtmıştı. Resimde arami alfabesiyle yazılmış bir Gerşûnî metni görülmektedir.

Ayrıca Ramazan Ergün. adlı bir kürd araştırmacısının da bu konuda şimdiye kadar kitap halinde hala yayınlanmamış olan kapsamlı bir derlemesi vardır.

 

 

 

 

 

 

Nastûrî kurdên Xristiyan in. Ne tenê mîsyonerên amerîkayî, dîroknasên rojavayî, osmaniyan jî di qeydên xwe de bo nastûriyan gotine:: "Kurdên Nastûrî yên Colemergê", yan "Kurdên girêdayî dêra nastûriyan".

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Översättningen av de heliga bibel texterna till kurdiska 1888

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dêra Hedbşabo, Mêrdîn


VILLAGE CHURCHES OF BET NAHRÎN - KURDISTAN

Kürdistan kırsalındaki kiliseler, bağnaz müslümanların (isis) saldırılarından korunabilmek için mahkem bir mimariyi tercih etmiştir:

- They are the earliest churchs of The Christianity

Kristna kyrkor i Kurdistans landsbyggd har valt en fortliknande svår åtkomlig arkitektur på grund av Turkiets (islamism-sharia-isis) icke-toleranta ställning
mot den icke-muslimska befolkningen i regionen.

Turkiet försöker alltid organisera den lokala muslimska befolkningen mot den andra befolkningen för att så konflikt bland folk tillhörande olika religioner.
Som till exempel Turkiet bildade under 1990-talet en beväpnad islamistisk rörelse bland kurderna och av muslimska kurder i Kurdistan: den så kallade islamistiska
väpnade milissen den turkiska Hizbollah rörelsen. Iran har också en egen Hizbollah rörelse. Denna terrorrörelse mördade 10-tusentals kurder, främst kurdiska intellekuella.
Den turkiska staten backade upp den med underrättelse, vapen och vägledning.. Turkiet tillämpar den klassiska imperialistiska metoden: söndra och härska.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 



Êvarek li Mêrdînê, Wêne: M. Bozarslan

 

 

 

 

 

 

 

Eynwertê

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dêra Kurdên Xrîstiyan (Nestûrî) a Qoçanîsê. Duh û îro, 1890
(IsabellaBird)

Kurd bi destê xwe mala xwe şewitandin û bo erebên dagîrker şaristaniya xwe xirakirin ..

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

MÜLTİ-İNANÇLI KÜRDLERİ DİN PARÇALAMIŞTIR


Kürdler 5 ayrı dine mensup bir haktır. Sırasıyla bu dinler şunlardır: ezidilik (ehli haq/alewi, yarsani, kakei), yahudilik, zerdüştlük, hıristiyanlık ve müslümanlık.

Ezidi kürd 'ÖNCE ben ezidiyim sonra kürdüm' diyor.
Yahudi kürd 'ÖNCE ben yahudiyim sonra kürdüm' diyor.
Zerdüşti kürd 'ÖNCE ben zerdüştiyim sonra kürdüm' diyor.
Hıristiyan kürd 'ÖNCE ben hıristiyanım sonra kürdüm' diyor.
Müslüman kürd 'ÖNCE ben müslümanım sonra kürdüm' diyor.

Hindistan halkı ise, en az bin dine mensuptur ama 'ÖNCE BEN HİNDİSTANLIYIM diyor sonra dinini söylüyor.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Încîl-î Muqeddes 1919

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Margaret George Shello

1942'de Duhok’un Amêdî ilçesine bağlı Dola Berwarî Bala’da dünyaya gelen keldani (hiristiyan kürd) asıllı kadın Peşmerge Margaret George 1961 yılında Mistefa Barzani’nin başlattığı Eylül Devrimi’ne katıldı.
İlk kadın Pêşmerge olarak Kürd bağımsızlık mücadelesinde yerini aldı. Daha 19 yaşındayken babası George Malik Shello ile birlikte Mistefa Barzani ile işgalci Irak Baas rejimine karşı Kürd özgürlük mücadelesine katılan ilk kadın Pêşmerge oldu. Margaret, Berwarî Bala köyünde devrime katıldığınında henüz 19 yaşındaydı. İşgalci Irak ordusuna karşı cephe alan Margaret George Shello, kürd tarihinde ilk kadın Peşmerge ünvanını alan kadındır.
O dönem Avrupa basınında ‘Kürdistan’ın Jean Dark’ı’ olarak anılan Margret, Irak devletinin baş düşmanları listesine alınır ve başı için para ödülü konulur.

Aktif olarak peşmergelik yapan Margaret George Shello Zawîte Destanı’na katılarak kahramanca savaştı. Silah arkadaşları onun savaşta etkili bir şekilde rol aldığından bahseder.

Margaret George Shello 1969 yılında elim bir olayda şehit düştü - Ruhu şad olsun,ışıklar içinde uyusun.. 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İşgalci, islamo-faşist türk ırk-devleti Türkiye'nin
Mêrdîn, de ''Fakir çocuklara sünnet düğünü'' adı altında gayri müslim kürdleri ve süryanileri zorla müslümanlaştırmak için sünnet operasyonu

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Du keşîş û oldarên kurdên Nestûrî (kurdên Xrîstiyan, ji mezheba Nestorîos), Îshaqê kurê Xanîso û li piyan jî keşîş, her wiha helbestvan Bozan kurê Yonan (Rabban Yonan), gundê Qoçanî, parêzgeha Colemergê, 1880.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Mala patrîkê Kurdên Xrîstiyan (ji mezheba Nestorî), parêzgeha Colemergê, bakurê Kurdistan, 1910.

 

 

 

Şöven Avrupa hıristiyanlığı ve onun Kürdistan'daki misyoner kılığındaki siyasi güdümlü ajanları ve islamo-faşist turk-arab baskıları yüzünden kürdlükten kopan hıristiyan nasturi kürdler

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yekem dewleta Kurdên Xrîstiyan: Dewleta Mîhraniyan (330-821 PZ). Li Qefqazê desthilatî kirine.


 


Mîrên Mîhraniyan:
Mîrên Mîhraniyên Şamxur, Zekem û devedora Gola Sêvan:
Pîroz/Pêroz (330–361)
Nediyar e, bi texmînî Guharz e (361–394)
Bakur I. (394–400)
Arşûrzan I (400–430)
Bakur II. (430–455)
Arşûrzan II. (455–470)
Warşkano/Warsekban (470–482)
Arşûrzan III. (482–540)
Arşûrzan IV. (540–608)
Bêram/Beyram an Arşûrzanê V. (608–627)
Arşûrzan VI. (??? - 748)
Mihranîyên Kurdmanê (Kordman)
Pîroz /Pêroz (330–361)
Xurso (361–430)
Berzebod/Berzbad (430–440)
Waraz-Bakur (440–450)
Mîhr (450–480)
Armayel (480–510)
Warda I. (510–540)
Wardano I (540–570)
Warda II. (570–600)
Mihranîyên Albanyayê
Baraz Grîgor (628–636)
Ciwanşêr (636–680)
Baraz- Tirîdot I. (680–705)
Şêroyo/Şêro (699–704, desteserker)
Bardiya, Wardan II. (705–740)
Narseh-Cindako (740–770)
Gaqirê Xako (770–790)
Stephanos I. (790–821)
Tirîdotê II. (821–822)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Christian Kurds of Tur Abdin, Mêrdîn 1932

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KÜRDİSTAN'DA SUNİ AZINLIK YARATMA PROJELERİ


Bir dini gericilikten, yani islamcılıktan şimdi de bir diğer dini gericiliğe doğru, yani Ortadoğulu Ortaçağ Hıristiyanlığı'na doğru gidiyoruz. Oysa kürd toplumunda yüzyıllardır hüküm sürmekte olan büyük bir dini gericilikten dolayı, sömürgeden bile daha aşağı bir statüye itilmiş olan Kürdistan'da hiçbir dini gericiliğe geçit ve mahal vermemek gerekir. Doğrudur: hıristiyanlık dini kendini yenilediği, reforme ettiği için müslümanlık kadar gerici bir din değildir, AMA bu hıristiyanlık yeniliği ve reformasyonu sadece Avrupa hıristiyanlığı için geçerlidir. Çünkü Ortadoğu hıristiyanlarına gelince, tıpkı Muhammed döneminden 1 cm metre bile ilerlemememiş olan Ortadoğu müslümanları gibi, Ortadoğu hıristiyanları da hala İsa döneminin en ilkel hıristiyanlık dönemini yaşıyorlar.

Son dönemlerde özellikle Diyarbekir başta olmak üzere Kürdistan'ın değişik merkezlerinde hıristiyanlığın yeniden hortlatılmaya başlamasının sebepleri son derece düşündürücüdür. İslami terör ve gericilik yetmiyormuş gibi, şimdi de ortaçağ hıristiyanlığı'nın gericiliği geliştiriliyor yaralı kürd toplumunda! Üstelik bu gericiliğin yaydırılmaya başlatılmasının tek bir hedefi vardır: büyük ve homojen kürd nüfusunu bulandırmak ve yakın bir gelecekte bu yoğun kürd nüfusu zayıflatarak, büyük kürd nüfusunun yol açabileceği siyasi sonuçları engelleyebilmektir. Örneğin kürdlerin devletleşmesini, bağımsızlığını ve özgürlüğünü ilgilendiren konularda, bir halk oylamasında veya hassas genel bir siyasi seçimde kürd oylarını çoğunluk olmaktan çıkararak, azınlık duruma düşürmek içindir.

Çünkü işgalci türkler'in Avrupa endeksli organik siyasi ilişkileri, ileride işgalci türkleri bazı demokratik düzenlemelere zorlayabilir ve işgalci türkler Kürdistan'ı ve kürdleri ellerinin altında tutmaya devam edebilmek için daha şimdiden o günün hesabını yapıyorlar. Çünkü kürdler çok büyük nüfuslu bir halktır. İşgalci türkler tam yüz senedir milyonlarca kürdü katlettiği, zindanlara doldurduğu ve zorla sürdüğü halde kürd nüfusunu bir türlü tam çürütemediği için, şimdi de kürd toplumu içinde bu şekilde SUNİ AZINLIKLAR yaratma projeleri başlatmıştır. Gelecekte kürd toplumunda azınlık çatışmaları yaratmak istemelerinin biricik sebebi; işgalci türk devleti'nin BÜYÜK KÜRD NÜFUSNUN ÇÜRÜTÜLEBİLMESİ İÇİN sinsice geliştirip açıktan başlattığı ırkçı-tasfiyeci-faşist bir toplumsal mühendislik projesiyle ilgilidir. Bu işgalci ırkçılık ve tasfiye projesi ve girşimi, ileride kürd toplumunda oldukça ürkütücü sonuçlara neden olacağı muhakkaktır. Kürdistan'da süryani ve kıldani kiliseleri zaten vardır ve bu Kürdistan'ın doğal etnik/azınlık dokusunda eskiden beri mevcuttur. Ama bunun yanında Kürdistan'da başka güçlü kilise cemaatleri hortlatılmaya çalışılmasının ardındaki sebep yukarıda değinildiği gibi çok aşikardır: Kürdistan'da büyük kürd nüfusu imhasının tohumlarını ekmek içindir!!

09.05.2022
Goran Candan

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kurdish Peshmerga soldiers are not like islamistic TURK-ARAB & PERSIAN ARMY - Peshmergas has respect for religious and ethnical diversity
From left second, sitting: Franso Hariri a Christian Kurd Peshmerga soldiers who was killed in an islamic suicide bomb attack in the begining of 2000.
Kurds were not muslims from the begining. Kurds are forced to Islam by sword and blood after many big massacres on the Kurdish people.
Still there is a small christian Kurdish minority in Kurdistan.

 

 

 

ORTADOĞU’DA ASGARİ İNSANLIK ÖLÇÜTÜ NEDİR?

Din bağnazlığı, din gericiliği, din mutaassıplığı, din fanatizm ve köktenciliği konusunda dünya şampiyonu olan Ortadoğu’da, insan olmanın en asgari ölçütü: kendi dininden olmayanlara karşı gösterilen tolerans ve hoşgörüdür.

Bu konuda sizce hangi millet veya milletler ilk sıralamada yer alabilir?

Bu sıralamanın birinci basamağında elbette ki ülkeleri mülti-inanç mekanı olan KÜRDLER bulunmaktadır. Çünkü kürdler ülkelerinde bulunan ayrı din mensubu birey ve kavimlere karşı hiçbir zaman İSLAM CİHAD’ı benzeri ZORLA YOKETME savaşları başlatmamışlardır. Ama müslüman araplar, türkler ve farslar tarihlerinin her dönemlerinde gayri müslim her ahaliye karşı irili ufaklı oldukça çok cihad savaşları vermişlerdir.

Ne hıristiyanlar ve nede yahudi veya başka bir millet kendi ülkelerindeki değişik din ve inanç topluluklarına soykırım (cihad) uygulamamışlardır.

Ortadoğu’nun en insani toplumu iki tanedir. Bu iki toplum hiçbir zaman başka bir inanç topluluğunu zorla sindirmemiştir. Bilakis hep kendileri, kendi dini inançları yüzünden müslüman türk, arap ve farslar tarafından baskı, takibat, katliam ve soykırımlara maruz kalmışlardır.

1- Kürdler
2- İsrailığulları (yahudiler)

 

RAMAZAN BAYRAMI KÜRDLERİN DEĞİL, ARAPLARIN BAYRAMIDIR

Ramazan bayramını kürdlerin bayramı yapmaya çalışmayın, çünkü değildir. Müslüman olan kürdler olabilir ve bu bayramı kutlayabilir. O başka bir meseledir. Ama Ramazan bayramı kürdlerin bayramı değil çünkü bir arap bayramıdır. Kürdlerin bayramı ''Newroz'' bayramıdır, ''Çarşemba Sor'' bayramıdır, ''Sersal bayramıdır'' ve ''Xizir Elyas'' bayramıdır. Araplar bu bayramları kutlamıyor. Çünkü her millet kendi bayramını kutluyor. NİYE buna işaret etmek zorundayız? Çünkü şuan çoğunluk olan müslüman kürdlerin artık azınlık durumuna sokulmuş, müslüman olmayan ve hala eski kürd dinlerine inanan ve müslümanlıktan başka bir dini inanç sahibi olan kürdler ÜZERİNDE BASKI ve SİNDİRME TERÖRÜ uyguladıklarından dolayıdır. Bu baskı ve şiddete göz yummak doğru değildir.
Örneğin müslüman olan kürdlerin birçoğu müslüman olmayan, başka din mensunu olan kürdlere:

--- Hadi kelime-î şahadet getirip müslüman olun!
--- Hadi camiye gelin, namaz kılın!
--- Niye oruç tutmuyorsunuz?
--- Müslüman olmayanların eliyle pişirilmiş yemeği yemek haramdır vb onlarca baskı ve zulüm telkininde bulunmaktadır. Kısacası müslümanlık inancından başka bir inanca saygı ve müsamaha GÖSTERMİYORLAR.

Oysa kürd toplumu mülti-inançlı bir toplumdur ve kürd toplumunda beş (5) ayrı dini inanç sahibi kürdlerin olduğu bir gerçektir.

-- Ezidilik (alewi, yarsani, kakei)
-- Zerdüştlük
-- Hıristiyanlık
-- Yahudilik
-- Müslümanlık

Bu beş ayrı dine mensub olanlardan dördü müslümanlığa saygı ve riayet gösteriyorlar, ama müslümanlık, müslüman olmayan bu dörd gayri müslüm kesime hiç saygı GÖSTERMİYOR. Örneğin hatta bir arap bayramı olan Ramazan bayramını BÜTÜN (!!!!) kürdlerin bayramı olarak BÜTÜN KÜRDLERE dayatıyorlar. Yanlış olan budur. Değişmesi gereken budur.

Kürdistan'da islam öncesinde bütün dini inançlar barış içinde BİRARADA yaşıyordu. İslamın bunu bozması kabul edilmezdir ve çok üzücüdür.

Müslüman kürdleri azınlık durumunda olan müslüman olmayanlara bu baskı ve şiddeti uygulamaya SON VERMELERİNİ istiyoruz.

--- Ramazan bayramı MÜSLÜMANLARA kutlu olsun!

 

 

 

 

CURDISCHE BIBLE - 1666 OXFORD EDITION KURDISH BIBLE

There were bibles in Kurdish. Since it was out of stock in 1666, new editions were printed.

 

 

 

 

 

 

 

Armano- Kurdish Bible, 1872

 

 

 

 

 

 



Kurdish Jacobi man

Journeys in KURDISTAN
Northern Mesopotamia - 1907

by Mark SYKES

Nasıl ki bir kısım hıristiyan kürdler kendi müslüman olmuş kürd kardeşlerinin zulmünden kaçarak süryani kilisesine biat edip süryani kilisesine sığınarak zamanla süryanileşmişlerse, aynı şekilde de bir kısım hıristiyan kürdler ermeni kilisesine biat ederek ermeni kilisesine sığınarak zamanla ermenileşmişlerdir. Örneğin ermenilerin içinde hıristiyanlaşmış kürd aşiretleri vardır. Ermenilerin ''reştonan''larının kökü kürdlerin reşkotan aşiretidir. 'Mamigon''lar, kürd aşireti (badıkanlıların bir kolu olan) mamikan aşiretinden gelmedir. ''Bakravani''ler, kürdlerin bekiran aşretidir Hakeza.. vartayanlar, kürd varto aşiretinden.. Cudi aşreti (Hrant Dink'in eşi Rakel Dink'in mensup olduğu aşiret. Zaten Rakel Dink bunun için Aram Tîgran gibi güzel kürdçe biliyor). Bunların hepsi kürdtür. Guti = goyan, kotan aşiretleri hala kürdlerin bu eski adını taşıyor. Ayrıca Batı Kürdistan'ın başkenti Qamişlo'da Mamigon adlı birçok kafe ve restorant bulunmaktadır . .

Guti dağı arapça telafüz şekliyle Cudî olarak aslına uygun olmayan yanlış bir şekilde telafüz ediliyor. Aslında Guti/Gudi Dağı'dır.

 

Yakubî hıristiyan kürd kızlar

Målningen har anor från 1876
Två kurdiska flickor från den jakobıstıska krıstna ınrıktnıngen

 

 

 

 

 

 

 

 

Assyrian boys from Kurdistan 1919

Source: General Commission on Archives and History of The United Methodist Church - USA

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Copper baptismal font from the church of Saints Cosmas and Damian at Diyarbekir—Byzantine Amida—in Kurdistan.. 1686..

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

SAINT GREGOROS CHURCH IN AMIDA

Which destroyed by Turks 1916.
It restaorated by The Kurdish-Administred Diyarbekir Municipality 2010.
But it detroyed again by Turks in 2016

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Malbateke kurdên mesîhî a Diyarbekrî

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Nasturi kürd hıristiyan

 

 

 

 

 

 

 

 

Kurdish Christians, photo 1933

 

 

 

 

 

KURDISTAN - Christian from Diyarbakir - Chaldeans from Mardin Province. Publ. Capuchine Fathers, 1910

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kurdistan Missionary 1923. Woman in the middle: Freya Stark



 

 

 

 

 

 

 

 

Kürdlerin göçebe ve çoban olduğunu çeşitli tarihçiler maksatlı şekilde kullandılar.
Kürd kelimesi binlerce yıl önce de "Cesur" ve "Kahraman" anlamına gelmekteydi."

Ordet kardu betyder "hjälte" på syrianska/assyriska

Den syrianska/asyriska historikern Ebul-Ferec uppger att kurdernas gamla namn var 'kardu' och den geografi de bodde i 'Kurdova'.
Ordet kardu betyder "hjälte" på syrianska/assyriska.

Ebul-Ferec Yuhannâ Mar Grigorius
Tâciddîn Ehrûn (Hârûn-Aaron) el-Malatî (född.1286)

__________________

Kardu kelimesi süryanice/asurca "kahraman" demektir.

Süryani tarihçisi Ebü’l-Ferec, Kürdlerin eski isimlerinin 'Kardu' olduğunu belirtirken yaşadıkları coğrafyayı ise 'Kurdova' olarak belirtmiştir. Kardu kelimesi asurca "kahraman" demektir.
Ebü’l-Ferec Yuhannâ Mâr Grigorius b. Tâciddîn Ehrûn (Hârûn-Aaron) el-Malatî (ö.1286)

 

 

 

 

 

 

 


Shamûnê Hannê

1870 - 1964

Süryani kaynaklarında “Kürdlerin Ülkesi” (Kurdowi) olarak geçmektedir.
Süryanilerde kutsal biri olan Mar Abdişo (Hakkari’de bu isimle Manastır var) kendisini Kurdowi ülkesinden bir köylünün oğlu olarak tanıtır.
Köyünün Cudi eteklerinde olduğunu aktarır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bsorîno - Tûrabdîn, Bagok

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

HIRİSTİYAN KÜRDLER

Etnik-antropolojik gerçekler ideoloji ve din vasıtasıyla asla değiştirilemezler. İnsan neyse hep odur ve hep o surette kalıyor ve kalacaktır.
Bilindiği gibi, asurlar hamitik-semitik bir halktır. Özellikle ve genellikle burunları uzun, saçları kıvırcık ve tenleri siyahtır. Zaten günümüze kadar gelmiş asur tarihi kabartmalarından da bunu çok rahatlıkla görebiliyoruz.

Bununla birlikte Kürdistan'da, Suriye'de, Irak'ta, Lübnan'da bir kısım asuri olmayan hint-avrupai, sarışın, mavi gözlü, hıristiyan
topluluklara rastlanmaktadır ve bunlar genellikle Doğu Asuri hıristiyan dini mezhebine mensupturlar. Asurice'nin ne batı (aşûrî) ve nede doğu (süryanîce)
lehçesini bilmiyorlar. Bunlar arasında asurice'yi ve suryani'ceyi bilenlerin ekseriyeti de sonradan öğrenmişlerdir. Çok güzel bir kürdçe konuşurlar. Kürd Prensi Mir Celadet Ali Bedirxan'ın ''en güzel, en tam, en eksiksiz kürd mahalli şivesi olan Torê-Hevêrka lehçesi'' dediği Botan'ın bu lehçesini konuşurlar. Bu gurubun konuştuğu birinci dil kürdçe'dir. Ekseriyeti süryanice'yi bilmediği gibi kürdçe'den başka bir dil de bilmezler.

Bu konuda hem batılı ve hemde doğulu zengin
kaynaklar olmasına rağmen ideolojik-siyasi ve dini-siyasi nedenlerden dolayı bu gerçek hep karartılmış durumdadır. Ama güneş balçıkla sıvanmaz. Çünkü onlar, anatomik olarak kürdlerin ekseriyeti gibi, sarışın mavi gözlü kürdlerdir aslında ve halk gurubu olarak asurilerin arasında kendi benzerlerinin olmamasına rağmen, kendine kürd demiyor ama 'asuriyim'', veya ''süryaniyim'' diyorlar.

Tıpkı yüzbinlercesi hemde kürdçe olarak ''ez tırk ım'' diyen asimile olmuş kendi aslını inkar eden kürdler gibi. Ama tabii ki bunlar 'ben türküm' demekle asla türk olmuyorlar . İşte asuri ve süryanilerden başka bir halk gurubuna mensub olan kesimler, yani aslen kürd olan bu sarışın ve mavi gözlü hıristiyan ''süryani'ler'', ''biz asuri'yiz'' veya ''biz süryaniyiz'' demeleri gibi, aslı astarı olmayan bir iddiadır. Bu duruma işaret eden yüzlerce yazılı belge vardır Bu belgelerden bazılarını burada veriyorum:

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


Mar Yakup li Rûha'yê ji dayik buye

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 



 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Syrians of Kurdistan 1800
Suryaniyên Kurdistanê - Kürdistan'ın süryanileri

Birtakım asuriler yurt dışında memnuniyetle 'biz Türkiye asurileri-süryanileriyiz' derler:
Oysa Türkiye'nin asurileri-süryanileri YOKTUR. Kürdistan'ın, Bet-Nahrin'in asurileri-süryanileri vardır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Malbateke nestûrî (kurdên xirîstiyan) ji parêzgeha Bedlîsê, bakurê Kurdistan, 1910
(Ermeniyan wekî gelekan ev jî dizîne û di medyayê de wekî asûrî û ermenî belavkirine. Ev nestûrî ne û nestûrî jî kurd in)

 

 

 

 

 

 

Kurdên Xiristiyan girêdayê Dêra Nastûrî

 

 

 

 

 

 

 

 

Marco Polo;
"Ji Kurdên Xrîstiyan re Nestûrî dibêjin"

 

Marco Polo dibêje: "Di nava kurdan de îslam pêşdikeve lê Kurdên Xrîstiyan hê jî gelek in, ew ji mezheba Nestorîos in. Ji Kurdên Xrîstiyan re Nestûrî dibêjin.
Hin kurd jî ji mezheba suryanî ne, diçin dêrên wan".


(1270, Gera Mûsilê, beşa 5em, Mûsil bajarê kurdan e)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bizans İmparatoru Romanos Lekapenos (M.S 870 - 948) döneminde Kürd aşiret lideri İbnüd Dahhak Hristiyanlığa geçerek Romanos'un hizmetine girdi.
Tarsus yakınlarındaki El-Câferî Kalesinde egemenlik sürdü.

M.S 927'de Abbasilerin Tarsus Valisi Dulafi'nin saldırısı sonucu kabilesi dağıtıldı ve öldürüldü.

 

 

 

 

 

 

 

İncil’in Krallar Bölümü’nde Yahudilerin sürüldüğü Habur Nehri Bölgesi’nden “Kürdlerin Ülkesi” diye söz edilir.
Babil sürgünü olan Yahudiler, Mezopotamya’da tanımış oldukları milletlerin kültüründen etkilendiler.
Asurlular tarafından da sürgün edilmişlerdir.

 

DAWÛDÎ

Hıristiyan kürdlerin düğünlerinde gelin ve damadın hoş ve sakin bir tempoda kibarca karşılıklı oynadığı bu davudi de denilen Mardin kürd halk oyunu
ta luvilerden kalma kürd alewi dini inancı semah dönmeden esinlenerek oluşmuş güzel bir töresel oyundur.

Müslümanlıkta kadının oynaması, hele hele gelinin oynaması yasak (haram) olduğundan dolayı müslüman kürdler bu kendi öz törelerini unutmuşlardır.
Kız çocuklarını diri diri toprağa gömen müslüman araplar, çocukları kız doğunca, çocuğun doğum sırasına göre, birinci anlamında (Wahîde), ikinci anlamında (Saniye), üçüncü anlamında (Salise) ve dördüncü anlamında Rabia ismini kız çocuklarına verirlerdi. Kadın tam insan sayılmadığı için adı da yoktu, kadına bundan dolayı ad verilmezdi.
İslamın temel kanunu şeriatta; kız/kadın tam insandan sayılmaz. Kız çocuklarına miras bırakılmaz, mahkemelerde şahitlik durumunda bir kadının yerine ancak iki kadının şahitliği kanunen geçerlidir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 



Nastoryus süryani olsa da nasturilerin çoğu etnik olarak kürd'tür. Nasturilerin merkezi konumundaki Hakkâri Kotranis köyü başta olmak üzere Tiyar vadisi ve Tixubê Nasturilerinin tamamı kürd'tür.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

HRİSTİYAN KÜRDLER ÜZERİNE NOTLAR-2

Aso Zagrosî

 

 

Hristiyan Kürdler ve Kürd din alimleri  büyük bir oranda   Asuri, Ermeni, Yunan, Arap ve hatta Farslar içinde erimeye başladılar.. Bugüne kadar da  bazı bireysel çabalar hariç tutulursa Kürd araştırmacıları için de  bu alan “mayınlı bir alan” haline gelmişti. Bu konuya  giriş yapıldığı zaman hemen karşımıza  Ermeni yada Asuri kimliği altında varlıklarını sürdüren dinsel yapılar akla geliyor. Kürdistan’daki  Hristiyanların soykırımı bir anlamda  Kürdlerin de soykırımıydı. Kürd tarihçileri ve araştırmacıları Hristiyan Kürdlerin tarihine ilişkin araştırmalar yapmadıklarından dolayı,  var olan tarihsel gerçekler bilince çıkarılmadı. 

Hristiyanlık, Birinci Yüzyıldan itibaren Kürdistan’ın farklı bölgelerinde yayılmaya başladı. Bu konuya ilişkin bir dizi yazılı belge  var.  Sonradan yazılmasına rağmen bu yazılı belgelerde 1.yüzyıldan başlayarak Kürdistan’da  Hristiyan misyonerleri faaliyet içindeler. Örneğin  “Les actes de Mar Mari” adlı kaynakta  Riha’dan hareket eden Mar Mari  yanındaki misyonerlerden biri olan Filipi  “Beth Qarda/Karda’ya” (cordouene/ Kardokhi/
Carduques (Gordyens, Kurdes)gönderiyor.(4)Hristiyan geleneğinde  Mar Mari Hz. İsa’nın 70 Havarilerden biridir.  Mar Mari başka  bir öğrencisi olan Tumis/Tomas’ı “Dasan ve Zawzan” bölgesine gönderiyor.(5) Bilindiği gibi Dasan Êzîdî  Kürdlerin yaşadığı tarihsel bir bölgedir.. Bu alanda Êzîdî Mirliği vardı. Hatta Êzîdîler  Dasnîler olarakta biliniyor.

Mar Mari, Hewlêr mıntıkasına geçiyor ve orada „Zerdüşt adlı komutanı“  Hristiyan dinine kazanıyor.(6) Daha sonraki süreçte  „Şehid Kardax“ ın Hristiyan dinini kabul etmesi ve şehid edilmesi olayı vardır.(şimdilik geçiyorum)

Tarihsel kaynaklara baktığımız zaman  Hewlêr’in ilk Piskoposu „Pakiza“ olduğunu görüyoruz. Pakiza’nın babasının ismi ise Bêrî „dir. Bunlar Kürd isimleridir.(7)Arbil, Hezbani Kürdlerinin diyarıdır. 

 V. Minorsky’nin „Roman and Byzantine Campaigns in Atropatene“ adlı çalışmasında Kürd aşireti Hezbani ile Adiabene arasında bağlantı kurduğunu biliyoruz:

„I feel pretty certain that the Kurdish tribe called in Arabic Humaidi is connected with Hnaitha, just as the Hadhbani Kurds have been surnamed after Hedhayeb (Adiabene)“

Hezbani Kürd aşiretinin Hewlêr’deki mazisi çok eskilere dayanıyor. Bu Kürd aşireti Kafkasya’da kurulan Şeddadi Kürd Hanedanlığına, Azerbeycan’da kurulan Rewwadi Kürd Hanedanlığına ve hatta Eyyubi Kürd Hanedanlığına kaynaklık eden bir aşiret konfedarasyonudur. Selahaddin Eyyubi’nin ailesi Hezbani federasyonun Rewwadi kandından geliyor. (8)

Kürd Hanedanlıklarının dışında Hezbaniler Hewler’de “Hezbani Hanedanlığını” kuruyorlar. Yazılı kaynaklarda Hewlêr Hezbani Kürd Mirliği 997 yılında var olduğunu biliyoruz. İbni El Esiri El Kamil adlı tarih eserinde geniş bir şekilde Hewlêr Hezbani Kürd Mirleri üzerine duruyor. Bu Kürd Hanedanlığı 1132 ile 1136 yılları arasında İmadedin Zengi tarafından yıkılıyor(9)

Zaten Hewlêr Hezbani Hanedanlığının yıkılmasından sonra Hezbanileri Eyyubi Hanedanlığının kuruluş sürecinde din alimleri ve askeri komutanlar olarak görüyoruz. 

Hewlêr  Hezbani Kürdlerinin tarihine biraz daha yakından bakmak için “KÜRDİSTAN KRALIÇESİ HELENA“ üzerine  daha önce bir yazı serisini yayınlamıştım.

Dr. Cemal Reşid Ahmed, Kürdlerin çok ender eski dil uzmanlarından biri olarak “Drasat Fi bilad Supartu” adlı eserinde Hewlêr Monobaze Hanedanlığının dilinin Kürdçe olduğunu yazıyor. Hatta Dr. Cemal Reşid Ahmed yine aynı eserinde  “Aziz Thomas’ın da Kürd olduğunu”yazıyor.(10)

 

Tüm tarihçilerin Kürdlerin atalarından biri olarak gördüğü  ve M.Ö 400’lu yıllarda Ksenefon’un komutasındaki orduya büyük zararlar veren Kardoxiler, tarih boyunca farklı halklar tarafından QARDU yada Beth Qardu, Ba Qirda,Corduene ve  Carduques gibi adlandırdıkları Kürdler yada Kürd ülkesi çeşitli dönemler kendilerine merkez olarak Atel, Finek, Zabdai  ve Thamanon gibi yerleşim  yerleşim yerlerini merkez olarak aldıklarını eski kaynaklardan biliyoruz. Cizire Botan olarak bildiğimiz bu bölgedeki  Piskoposlara baktığımız zaman  424 yılında MİLES,  554-563 BARSAUMA,605 yılında MAROUTHA, öncesi yada sonrası yazar SYLVAİN, 7.yüzyılın ortalarında JEAN ve 893-899 yılları arasında THEODORE  piskopos olarak görüyoruz.(11)

 

Kardoxi Kürdlerinin yabancı toplulukları kendi tarihsel çoğrafyalarına  girmelerine izin vermedikleri ve sonuna kadar savaştıklarına dair elimizde bir dizi yazılı belge var. Kürdler Hristiyan dinini kabul etmemiş olsaydılar kimse kolay kolay o bölgeye giremezdi.. M.S 4. Yüzyılda bu bölgenin başında bir Kürd Miri’nin  olduğunu Nestorilerin kaynaklarından biliyoruz. Hakkari ve Botan bölgesinde daha sonraları gördüğümüz  Hristiyan Nestori  aşiretler büyük oranda  Hristiyan Kürdlerdi.  1800’lü yıllarda bölgeyi gezen ve hatta anti-Kürd olan Lajard 1846 yılında Hakkari’ye giderken Nestori Baz aşiretinden söz ederken “ Kürdlerden ayırmak çok zordur” diyor. G. Curzon’da 1891 yılında Kürdistan’ı gezerken “ Dağlık bölgelerde Nesturileri Kürdlerden ayırmak çok zordur” diyor(12)

Zaten bu misyonerler Nestorileri Kürdlerden ayırmak  ve onlara Kürd olmayan etnik bir kimlik kazandırmak için ciddi bir çaba içindeydiler.

Okuyucu daha fazla bu internet ortamında uzun yazılarla sıkmamak için şimdiye kadar yayınlanmayan  hiç kimsenin itiraz etmediği tarihsel bir belgeyi yayınlayacağım.  Bu belge tarihsel bir mektuptur.(mektubu daha derli toplu yaptığım bir çalışmada yayınlayacağım)

Bu mektup 1800’lerin sonlarına doğru Orientalistlerin bir toplantısında gündeme gelmiş ve detayları üzerine ciddi tartışmalar olmuştu.

Burada mektubu imzalayan Kürd Hristiyan din adamlarından bazılarının isimlerini ve çalıştıkları Manastırların isimlerini vereceğim. (Ayrıca okuyucunun dikkatine bazı Kürd din adamlarının isminin geçtiği sayfanın bir kopyasını altını çizerek vereceğim)

Bu mektup  tarihi bir şahsiyet olan  ve bir dönem Riha’ya  (Edessa/Urfa)  Piskoposluk yapan J. Barade’ya hitaben yazılmıştır. Barade Doğu kilisesine değil, Roma Kilisesine bağlı Monofizit bir din adamıdır. O,  578 vefat ediyor. Yani mektup Barade’nin ölümünden önce yazılmıştır.

 Kürd Manastırlarında çalışan bazı din adamlarının listesi:

Elie, Kürd Manastır’ın Rahibi ve Başrahibi, 

Jean, Kürd Dağı Manastırının Rahibi ve Başrahibi, 

Sabnina, Kürd Beth Mar Elia Rahibi ve Başrahibi, 

Etienne,  Kürd Mar Salomon Manastırı,

Elie, Nusa’nın Diakon ve Başrahibi,

Mar Jean,  Kürd Mar Salomon Mananstırı öğrencisi v.s  (13)

Devam edecek

Aso Zagrosi

13.11.2022

Mar Yaqûb ji Ruha'yê bû

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 



SANTO ACÁCIO DE AMIDA
SANTO ACACIO
Aziz Acácio 19. yüzyılda doğdu, Amida'nın piskoposu ve papazıydı. Acacius kelimesi "kötülük etmeyen" anlamına gelir. Acácio her zaman bugünü yaşadı ve asla geçmiş hakkında kara kara düşünmekten veya geleceği dört gözle beklemekten endişe etmedi.
419'da İmparator II. Theodosius onu pers krallığına büyükelçi piskopos olarak gönderdi. Görev, İsa'nın ilahiliğini reddeden Nasturi sapkınlığını tartışmak için persler arasında bir konsey oluşturmaktı.
Öyle oldu ki, Acacius Acemistan'dayken bizanslılar ile persler arasında bir savaş çıktı. O kadar çok savaş esiri vardı ki onları besleyecek yiyecek yoktu. Bu somut gerçekle yüzleşen Acácio, mahkumların fidyesini ödemek için kilisesinin kutsal kaplarını ve diğer eşyalarını satmaya başladı. Bunlar, Acacius'un iyiliğini fark ederek hıristiyan oldular.
Acacius, pers krallığında kilisesini şevkle yönettikten sonra, kutsallığıyla ilgili bir ünle öldü.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Christian Kurds de Mardin

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

ORTADOĞU'DAKİ MÜSLÜMAN & HIRİSTİYAN GERİCİLERİN KÜRDLERE OLAN ORTAK DÜŞMANLIKLARI

Kurdên xrîstiyan ji dêra Nestûrî, Ûrmiye, rojhilatê Kurdistanê, 1895, C. Nelson.
Li çepê Îşaî: Yûnan Qemberê Eyalî, Yaqoyê Yoxanna, Golan Pexoyê Qoçanî, Oçoyê Mar Bişo, Etoyê Qoçanî, Henardo Danyalê Qoçanî û Ûsivê Nîsoyê Xatûnî.

Amerikan Kongre Kütüphanesi arşivine göre de bu kürdlerin ortasında oturan kişi Mar Şimun'dur.
Mar Şimun’un Nasturi Katibi, muhafızları ve hizmetkarları
Resim 1890 – 1900’lerde Urmiye civarında Amerikalı misyonerler tarafından çekilmiştir.
Kaynak: Amerikan Kongre Kütüphanesi Arşivi.
Ama bu nasturilerin ve yakubilerin hıristiyan kürd kökenini değiştirmiyor.
Hıristiyan kürdler azınlık olduklarından dolayı ülkemizde vuku bulmuş olan
müslüman-hıristiyan karşıtlığından dolayı gadre uğramış küerdlwerdir.



H iç dikkat ettiniz mi, örneğin işgalci türkler Diyarbekir'de, Van'da, Bitlis'te, Urfa'da, Merdin'de en küçük bir kürd sosyal etkinliğin üzerine en güçlü ve en hiddetli bir şekilde giderken, kürdlerin binlerce yıldır içinde yaşadıkları şehirlerde ve hala kürdlerin ezici çoğunluğunu oluşturduğu bu kadim kürd şehirlerinde, ermenilerle ilgili yapılan sosyal etkinlikleri ise en güçlü ve en istekli bir şekilde DESTEKLİYOR!! Bunun tek bir sebebi vardır ve bu sebepte şudur: kürdlerin ülkesi Kürdistan'ı kendisnin yapabilmesi için işgalci türkler ermenilerin nüfusunu artırarak kürd nüfusunu azınlık duruma düşürerek çürütmek istiyor. Kürdleri azınlık durumuna düşürdü mü o zaman kürdleri asimile yoluyla kolayca da türkleştirnmeyi planlıyor.

Ortadoğu'daki bütün müslüman kitlelerin neredeyse hepsi islamo-faşist gericilerdir. Ortadoğu hristiyanları da neredeyse aynı bu gerici müslüman Ortadoğu kitleleri gibi gerici ve şövendir. Özellikle de KÜRDLERE KARŞI. Bunlar zaten kürdlerin anavatanı Kürdistan'ı işgal eden islamo-faşist turk-arab ve farsları çok açık bir şekilde işgalci türklerin arapların ve farsların yanında yer alarak ta eskilerden beri kürdlerin bu işgalcilerini aktif bir şekilde DESTEKLİYORLAR! Hristiyanlıkları (insanlıkları) bu kadar azdır yani. Salt onların bu haksız ve çirkin tavırlarından dolayı onları desteklemeye çoktandır SON VERDİM. Ne halleri varsa görsünler. Onları hunharca kesmiş islamist türkleri, arapları ve farsları bu kadar çok destekliyorlarsa (seviyorlarsa) birbirlerine kutlu ve mübarek olsunlar. İki gerici dışkıdan ancak yeni büyük bir gerici dışkı çıkar. Bundan başka bir bok çıkmaz. Bu büyük bokun, kölelikten kurtuluş, özgürlük, bağımsızlık, eşitlik ve demokrasi gibi evrensel yüce insanlık değerleri için mücadele eden kürd halkına yeniden bulaşmaması için uyanık olun biraz. ''Ben de Hırant'ım - Ben de ermeniyim'' diye yırtınacağınıza ''ben islamcı değil ezidi'yim'' deyin! Biraz kendinize, özünüze dönün artık. Ortadoğu'da herkesin kendisine aşırı düşman olduğunu hala hiç farketmemiş zavallı kürd! G.C

 

 

 

 

Christian Kurd in USA 1907

 

 

 

 

 

TÜRKİYE'NİN ASURİLERİ-SÜRYANİLERİ YOKTUR. KÜRDİSTAN'IN ASURİLERİ-SÜRYANİLERİ VARDIR.

Birtakım asuriler yurt dışında memnuniyetle 'biz Türkiye asurileri-süryanileriyiz derler: Oysa Türkiye'nin asurileri, süryanileri YOKTUR. Kürdistan'ın, Bet-Nahrin'in
asurileri-süryanileri vardır. Yukarıdaki kitap gibi yüzlerce ve hatta binlerce kitap'ta da bu konu işlenmiştir. Kürdistan Bet-Nahrin'in anavatanıdır bugün.
Kürd halkı ile asuri ve süryani halkı biribirine en eski, en yakın iki komşu halktır. Ama türk devleti ise bu her iki halkı da katliam ve soykırıma uğratmıştır:
Bunu bildiği halde ben Türkiye'denim diyen süryaninin, asurinin ve kürdün yüzünün kızarması lazımdır.

KÜRDİSTAN'IN SÜRYANİLERİ-ASURİLERİ, KELDANİLERİ VE ERMENİLERİ VARDIR, TÜRKİYE'NİN YOKTUR

işte bakın Ortadoğu'yu çok iyi tanıyan 1800'lü yıllarda yaşamış Mark Sykes'ın kitabı da bu konuyu anlatmış.
İstabnbul'daki ermeni nüfusun çoğu, 1800'lerin sonunda ve 1900'lerin başında (1915) yapılan büyük
ermeni katliam ve soykırımlarından sonra oraya sürgün edilmiş ermenilerdir. Onlar Türkiye ermenileri asla değildir. .

Rewanduz Kürdleri ve Nasturiler arasında koyun sürüleri yüzünden büyük olaylar çıktı. Nasturiler ve Kürdler arasında yaşanan çatışmalarda, Nasturiler Kürdlerin kafalarını keserek kendi bölgelerindeki köprülerle astılar. Nasturilerin bu davranışı nefret topladı.
W. W. Campbell

NOT: Nasturiler, bazılarının iddia ettiği gibi süryani değil hıristiyan kürderdir. Hakkari Şırnak tarafında yaşıyorlar. Aralarında nasıl bir mesele çıktıysa Bedirxan'lar az sayıdaki nasturilerin sonunu getirdi. Ayrıca nasturilerin hıristiyanlık yaşamı veya hristiyanlık yorumu Katolik ve Ortodoks Hristiyanlık merkezlerince kabul görmeyen bir hıristiyanlık türü idi.

 

 

1900'lerin başında Kürd aşiretlerini inceleyen Sykes'ın notlarında Hristiyan Kürdler ile ilgili şöyle bilgiler var.
1. Mamekan: Bu aşirete bağlı bazı göçebe aileler Hristiyan'dır.
2. Pinyanîşê Biçûk: 500 kadar aileden 13'ü Ezdî, geri kalanı Hristiyan.
3. Terkan: Bazı Ermeni-Hristiyan aileler aslen Ermeni olmadıklarını, Terkan ile aynı kökten olduklarını söylüyorlar.
4. Sawûr: Arapça konuşan Kürdlerden oluşmaktadır. Aşiretin yarısı Hristiyan yarısı Müslümandır.
5. Mihelmî: Kürdleşmiş aşiret. 350 yıl önce Mısır'dan göç etmiş, daha sonra bir oruç meselesi sebebiyle Müslüman olmuşlar ama hala Hristiyan aileler var.
6. Harûna: 750 aileden 90'ı Yakubi Hristiyandır.
7. Domana: 180 aile, yarısı Hristiyan yarısı Müslüman.
8. Moman / Maman: 600 aileden 90'ı Hristiyan, diğerleri Müslüman.
9. Hevêrka: 1800 aile. Yarısı Hristiyan, yarısı Müslüman.
10. Daskan: Ezdi, Müslüman ve Hristiyan ailelerden oluşan 900 aile.
11. Aliyan / Alyan: 1200 aile. Ezdi, Müslüman ve Hristiyanlardan oluşuyor.


LAYARD'S NINEVEH, KURDISTAN WITH AN ACCOUNT OF A VISIT TO
THE CHALDÆN CHRISTIANS OF KURDISTAN AND THE YEZIDIS SIR HENRY AUSTEN LAYARD
, 1849

 

 

 

 

 

 

 

 

MAR CADRDUENFIS FERVUS

TARİHİ NUSAYBİN TEOLOJİ AKADEMİSİNİ (School of Nisibis) ikinci ve en görkemli dönemin başına çeken ve kuranlar Kürdlerdi.

Acaba Nesutorius Kürdmüydü? Makaleme yazdığımız yorumlara baktığım zaman bu tezi ret etmediğinizi görüyorum. Fakat, kafanızda da cevaplanması gereken sorunlar var. Bu konuda haklı olabilirsiniz.
Bazı Kürd çevrelerin Kürd aşiretlerinin tarihini dahi M.Ö binlerce yıl öncesine götürdüğü bir ortamda bazı tarihsel gerçekleri gündeme getirmek dahi zor oluyor.

Sadece sorun Nestorius değil, ben var tezimi verilere dayanarak daha ileriye götüreceğim.

Son iki bin yılın tarihini incelemek için elimizde bir hayli yazılı belge var. Kürdlerin Hristiyanlaşması sürecine dair de elimizde ciddi yazılı belgeler var.
Şimdi sizi Kürdlerin kalbi olan ve tüm işgallere karşı direnen Kardoxilere götüreceğim... Med diyarı ve Hezbani diyarını şimdilik dışarda bırakıyorum..

Bugüne kadar Kürdlere dair yazan tüm tarihçilerin birleştikleri ortak nokta Ksenefon’un M.Ö 4. Yüzyılda Anabasis’te karşılaştığı Kardoxiler Kürdlerin atalarıdır.. Roma yada Yunan tarihçileri onlar hakkında bize bir hayli bilgi veriyor.
Aramilerin QARDU yada Beith QARDOU dedikleri Kürd ülkesinin Hristiyanlaştırılma süreci 1. Yüzyılda başlıyor.

Farklı kaynaklarda KARDOXİLERİN din adamlarına baktım. ilk piskopos MILES'tir (424), BARSAUMA (554 ve 563) ve 605'te MAROUTHA'yı buluruz. Ondan önce ya da sonra yazar olarak bilinen SYLVAIN gelir. 7. yüzyılın ikinci yarısında JEAN'ı buluruz. 893 ile 899 arasında THEODORE görüyoruz vs....

Daha sonraki döneme ilişkinde bir hayli bilgiler var.

Yunan ordularına kan kusturan ve yolculuk boyunca en çok zarar verenler Kürdlerdi. Kimseyi ülkelerine koymuyorlardı. Nestorius döneminde Kardoxilerin Şahı yada Kralı MARAydı.. Fakat, ne yazık ki bugüne kadar Kardoxiler üzerine elimizde tek bir çalışma yok.. MARA ismini de tek bir yerli ve yabancı kaynakta bulmadım.
Kürdler Nestori mezhebinin yayılıp ve yerleşmesinde tarihi rol oynadılar.
Kürdler, genel olarak Hristiyanlık ve özel olarak da Nestori Mezhebinin yayılmasında ve yerleşmesinde FELSEFİ, TEOLOJİK, ASKERİ ve kısaca AKADEMİK alanda büyük katkıda bulundular..
TARİHİ NUSAYBİN TEOLOJİ AKADEMİSİNİ (School of Nisibis)ikinci ve en görkemli dönemin başına çeken ve kuranlar Kürdlerdi.( https://en.wikipedia.org/wiki/School_of_Nisibis)

Tarihi EDESSA AKADEMİSİNDE(School of Edessa) Kürdler ciddi bir rol oynadılar. Edessa (Urfa) Akademisi Bizans İmparatoru Zenon tarafından Nestoricilikten dolayı yıkılıp ve kapatıldıktan sonra Urfayı terk edip Nusaybin’e geçen akademisyenlerin bir kaçı MED ve KURD lakabını taşıyor.. Bunlardan biri de NARSAİdir. NARSAİ önemli bir akademik şahsiyettir. NARSAİ 20 yıl boyunca School of Edessa’nın rektöruydu. NARSAİ’nin kendisi bugün Zaxo ve Duhok arasında bulunan Malta’da doğmuştu.. Kaynaklar İrani diye söz ediyorlar. Amcası da KARDOXİLERİN ÜLKESİNDE yaşıyor..Yani Şırnak ve Cizire cıvardadır.

NARSAİ Nusaybin’e geçtiği zaman NUSAYBİN PİSKOPUSU BARSAUMA onu karşılıyor ve NUSAYBİN’DE bir AKADEMİ kurmayı öneriyor. NARSAİ yapılan öneriyi kabul ediyor.
BARSAUMA, Nusaybin de bir akademi kuruyor ve akademinin ilk yönetmenliğini de yazıyor. NARSAİ akademinin başına rektör olarak geçiyor.

BARSAUMA KİMDİR?

BARSAUMA Beith-QARDOUludur. Yani Kardoxilerin bölgesinden geliyor. Urfa Akademisinde eğimini tamamlıyor.. Nestorius’u kişi olarak tanıyor. Bizanslarla sorun yaşadığından dolayı Sassanilerin denetimi altında bulunan NUSAYBİN’e geçiyor. NUSAYBİN PİSKOPOSU oluyor. Aynı zaman da sınır boylarında büyük bir askeri gücün de başındadır. NESTORİUS karşıtı bir çok insanı öldürdüğüne dair bir hayli belge var..
BARSAUMA BİZANS VE SASSANİLER döneminde bir nevi OSMANLI ve SAFEVİ dönemindeki KÜRD MİRLERİN rolüne sahiptir.
BARSAUMA YADA BARŞEMO’nun karşıtları onu. “KÜRD MARA’NIN HİZMETCİSİ yada KÖLESİ diye suçluyor. Bu suçlamayı yapan yazar aynı süreçte yaşıyor.(O yazının Latincesini resim olarak veriyorum)Öyle görünüyor ki Kürd Mara o dönem sınır boylarında etkili bir şahsiyettir.

YÊZDAN aşkına Kardoxiler hakkında Ksenefon'dan Mara'ya kadar, yani 9 yüzyıl boyunca KARDOXİLER olan atalarımız hakkında ne kadar bilgimiz var... Bizim içimizde yabancılardan bir şey bekleyenler çok... Çok beklerler!!! Kürdler hakkında yazan yabancılar/misyonerler burada kısaca aktardığım bilgilere sahip değillermiydi?

Yazı serisini yayınladığım zaman daha detaylı bilgilere sahip olursunuz

Aso Zagrosî

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

KLİLİŞO BETH KARDAWAYE
- KÜRD PİSKOPOS ISHAK
(380-383)



"Eski bir çok arami kaynakta bu bölgenin ismi “BETH KARTWAYE” diye geçiyor. Yani Kürd Ülkesi yada Pays des Kurdes olarak geçiyor.
Hewler’in Kuzey bölgesi… Biz tarihi kaynaklarda bu bölge asılı çok HRİSTİYAN KÜRD din adamlarını tanıyoruz. Bunlardan biri meşhur KÜRD PİSKOPOS KLİLİŞO yada KLİLİŞO BETH KARDAWAYE olarak tanınıyor. Daha sonraki süreçlerde Müslüman tarihçiler ve gezgincileri bu bölgede yaşayan “Hristiyan Yaqubi Kürdlerinden” söz ettiklerini biliyoruz."

 

 

 

 

 

 

 

 

 


THE GEOGRAPHICAL JOURNAL

Journeys in KURDISTAN
Northern Mesopotamia - 1907

 

 

 

 

 

CHURCHS OF KURDISTAN & BET NAHRIN

DEYRUZAHFERAN MONASTERY
FARQIN CHURCHS

AKHTAMARA CHURCH
ANTAKIYA CAVE CHURCH


VILLAGE CHURCHES OF KURDISTAN

EARLIEST HISTORICAL KURDISTANICA ZAROASTRIAN & CHRISTIAN LITERATURE



MARGARET SHELLO

JEWS OF KURDISTAN

 

RELIGIONS OF KURDS


BULLETINE ABOUT THE RELIGION OF THE KURDS

 

KURDISTAN - PARAISO TERENAL



KURDÊN ÊZDÎ

KURDÊN CIHÛ

EZDI KURDS

KURDÊN ZERDEŞTÎ

KURDÊN MUSULMAN

THE RELIGIONS OF KURDS

İLK İSRAİL SEFERİM - Goran Candan

 

THE OLDEST TEMPLE IN THE WORLD IN KURDISTAN: KHIRABRESHK (Göbekli Tepe)

 

 

 


Foundation For Kurdish Library & Museum