DIYARBEKIR
Kurdistan's Capital
AMÎDA - AGÛSTA
(The name A'mid'a is related to the Mitani and Medes - ancestors of the Kurds
It was a Byzantine name
)
Home  |  Destpêk  |  Ana Sayfa
 
 
 
 
An ancient mystery..
A beautiful city ravaged by barbarians
En vacker stad härjad av barbarer
Bajarekî ciwan a li bin destê hovan
(Barbarların istilasındaki güzel şehir)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Keleha
berxwedanê me.
Berxwedan a kurda
Amîda me
.
Paytexta
Kurdistanê me.

Tarih kokuyor Diyarbekir,
her bir karışı kürd medeniyet mirası olan
mertliğin kalesi ve insanlığın yuvası..
Ama inim-inim inliyor Diyarbekir,
çünkü KAHPE, KALLEŞ ve KATİL olan bir
ırkçı türklük devleti belası var başımızda bugün..!
Siktir ol git bütün takım taklavatınla!
İnsanlığın ve mertliğin evi olan kürdün bu evini daha fazla kirletme!
İşgalci türk pisliğini en nihayetinde çıkarıp söküp atacağız bu temiz ve kutsal topraklarımızdan!
Çünkü sen necıssen, sen murdarsan, sen pissen,
sen qatilsen, sen qelleşsen, sen qehpesen, sen yabancısan, sen qurumsersen, sen çocuxa qıyansan, sen çocux qetledensen, bebe qatilisen, sen adi bir düşmansan! Siktir ol git bu temiz kürd diyarından!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ammianus Marcellinus’un (M.S. 330-391?), 359 yılında Amid/Diyarbekir’a olan pers saldırısından söz etmekte
ve buraları ‘Korduen/Kord Yurdu/Kürdistan’ olarak adlandırmaktadır

Claudius Ptolemaeus (M.S 90-M.S. 168), Diyarbekir’ın “Bagraoandene/Bekiranlılar” aşiretlerinden söz eder.

 

 

 

 

Telara Diyarbekrê

''Kürtleri türkleştirmenin en etkili yolu, türklerle kürtlerin aynı okullarda okutulmasıdır. Diyarbakır, kuvvetli türklük merkezi olmak için tedbirlerimizi kolaylıkla işletebileceğimiz olgunluktadır. Dersim vilâyetinin teşkili ile askerî bir idare kurulması ve Dersim ıslahının programa bağlanması lâzımdır. Erzurum’un içeride kürtlüğe karşı sağlam bir türk merkezi haline getirilmesi gerekli, ki, boşaltılan ermeni köylerine kürtlerin yerleştirilmesinin engellenmesi de ayrıca gereklidir.''

İmza: Atatürk (türklerin babası)

 

 

 

 

 

Sînema Dîlan'ê li Derê Çiyê

Bitlis'li Cemil ve Cezayir Dilan tarafından 1960’ların başında açılmış olan Dilan Sineması 1950'lerin başında inşa edilmişti.

Fetihçi, islamo-faşist turk-arab işgalcileri hem kürd medeniyetini ve hemde kürd dil ve kültürünü yağmalayıp tamamen tahrif ederek tanınmaz bir hale soktuktan sonra içine sıçtılar ve tam berbat ettiler.

 

ax diyarbekir-diyarbekir
van bêbextan
mal xirab kir
bax û baxçe
gişt wêran kir

 

DİYARBEKİR KÜRDLERİNDİR

- Diyarbekir'de değişik azınlıklar yaşıyabilir ama Diyarbekir sadece kürdlerindir (*)

DİYARBEKİR KÜRDLERİNDİR - HEMDE BÜTÜN KÜRDİSTAN'IN BAŞKENTİ'dir. PAYİTEXT'tır

Diyarbekir'de değişik azınlıklar yaşıyabilir ama Diyarbekir sadece kürdlerindir. Nasıl ki türkler 'Türkiye'de başka halklar da yaşıyor olabilir ama Türkiye türklerindir' diyorsa, tıpkı öyle Kürdistan'da başka halklar yaşıyor olabilir ve Kürdistan sadece kürdlerindir. Ama biz işgalci türkler gibi başkalarının toprağını işgal eden ve haklarını inkar eden işgalci ve ırkçı olmadığımız için Kürdistan'da yaşayan bütün bu değişik halkların azınlık haklarına harfiyen saygılı yaklaşıyor ve bu hakları dokumulmaz kutsal bir hak olarak kabul ediyoruz.

Örneğin Güney Kürdistan'da kürdler yönetimi ele geçirdiklerinde Güney Kürdistan'ın asurilerinin/süryanilerinin, ermenilerinin azınlık haklarına harfiyen riayet ettiler. Hatta Güney Kürdistan yönetimi türkmenler azınlık olmadıkları halde onları azınlık olarak kabul edip bütün haklarını garanti altına aldı.

Kürdistan'ın bütün parçalarında büyük bir kürd nüfusu göçertmelerine ve katliamlara uğratmalarına rağmen, Kürdistan'da kürd halkı hep ÇOĞUNLUĞU oluşturur. O zaman nasıl olur da Kürdistan kürdlerin değil de moda deyimle 'halkların' olur? O zaman nasıl olur da kürdler çoğunluk değil de moda deyimle 'azınlık' olur? Tam tersi türkler araplar ve farslar azınlıktır, kürdlerse herzaman olduğu gibi şükürler olsun hala çoğunluktur.

Kürdlerin ÇOĞUNLUK olduğu bütün Kürdistan şehirlerinde kürd göçleri ve soykırım provaları yüzünden bazı şehirlerde kürd nüfusun azınlık duruma düşürülmüş olduğu halde bütün Kürdistan şehirleri kayıtsız-şartsız KÜRDLERİNDİR, başkalarının olamaz. Hele hele bütün bu soykırım provalarını uygulayarak Kürdistan'ı kendisinin yapmak isteyen işgalci türklerin ve Türkiye'nin şehri asla olamaz.

Bu fevkelade saçma olduğu kadar fevkelade bir haksızlıktır aynı zamanda.




__________
*): ''Kürdistan; Arabî Irak ve Farsî Irak diye adlandirilan yer, Xuzistan, Azerbeycan ve Diyarbekir'i kapsamaktadır.”

Fars Tarihçi ve Coğrafyacı Hamdullah Mustafa Kazvini'nin Nüzhetü’l Kulûb (1340) adlı eserinden..

Türk yurduymuş? İyi.

Van, Hakkari, Harput, Çolig, Amed, Siirt, Mardin, Urfa, Maraş, Erzurum, Sivas, Erzincan, Bitlis, Muş, Malatya, Kars, Hatay..
Hepsinden vazgeçtik, hepsi sizin olsun..


Şimdiii..!
Edirne, İstanbul, Balıkesir, Sakarya, İzmit, başkentiniz Ankara, İzmir, Adana, Isparta, Manisa, Samsun, Amasya, Kayseri, Çorum, Trabzon, Rize, Giresun, Artvin, Bolu, Konya, Antalya, Mersin, Zonguldak.

Başkentiniz da dahil bu 23 Türkiye vilayetinin isimlerinin türkçe anlamı nedir? Bir türk çıkıp söylesin, kendisine bu saydığım şehirlerin sahiplerini söyleyeyim yada bunları da size verelim (KFD)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bir Gün Mutlaka ..

Diyarbekir KÜRDİSTANDIR. Diyarbekir kürdlerden başka KİMSENİN DEĞİL. Nokta
(İşgalci türkler er geç, ama BİRGÜN MUTLAKA BAĞIMSIZ, BİRLEŞİK, DEMOKRATİK KÜRDİSTAN'IN başkenti Diyarbekir'den KOVULACAKLARDIR)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bitikîne vir da ku hemû wêneyên din ên vê telarê bibînî

Diyarbekir är den stora Kurdistans huvudstad.

Här hittar du tex världens näst största intakta och bevarade stadsmur 5,6 km lång, 17 m hög och mellan 3-5 m bredd. Den är världens näst största mur efter den kinesiska muren. Däremot världens största citadel (stadsmur). Ingenstans i världen finns en lika stor citadell som Amida Agustas (romarna kallade staden så) stadsmur. Dess historia är okänd och tros vara byggd under den senare perioden av stenålden, rättare sagt under järnåldern för cirka 6000 år sedan.  Anledningen till att man byggde stadsmurar (citadeller) var att kunna bevara det stora produktionsöverskottet av veteskördar. De producerande folken var samhällsbyggare. De måste försvara sig mot de icke producerande barbariska jägar-samlar grannarna i öknen. Tornen fylldes med vete och användes som silo. Den romerska Justinianus restaorerade hela citadellen till dagens form.

Kurderna har ett eget land som de bott i sedan den neolitiska perioden. Kurdistan saknar dock en statsbildning och detta just på grund av den imperialistiska England ochFrankrike.Och till en vis grad på grund av Tyskland.

 

 

 

 

 

 

 

 

Dîlan sinema salonuna giriş kapısı.
Ortadaki gişede Dîlan sineması sahibi Nejat abê'ye 2,5 liralık tek maden para ödeyerek bir film bileti satın aldığımı hatırlıyorum.
Nejat Dilan daha 1960'larda Dîlan sinemasının bir aydınlanma aracı olarak Kürdistan'da hizmet vermesi için çok anlamlı bir gelenek
yaratmıştı: ırkçı ve sanat düzeyi olmayan türk filmleri yerine düşündürücü temalı kaliteli yabancı filimleri getirirdi.
İlk defa 8 yaşındayken sinemaya gittim ve tabii ki Dîlan Sineması'na.Yıl 1967 idi. Gördüğüm film tropik bir ormanda
yaşayan taş devri insanlarının hayatını anlatıyıordu. Hollywood yapımı olmalıdır. Sinamada ilk gördüğüm
bu filmin adının ne olduğunu şimdi hatırlamıyorum ne yazıkki.
Çünkü bu filmde oynayan hem kadınlar ve hemde erkekler sarışın idi ve üzerlerinde sadece yapraklardan ve sarmaşık
bitkisi ipinden yapılmış ilkel donlar vardı. Ne zaman ki kadınlar filimde yakın mesafede gösterilirken çıplak göğisleri,
kalça ve bacakları de yakından görülmekteydi İşte tam o zaman hiçbir anlam veremediğim hepsi erkek izleyici
olan erkeklerin çoğu bu çıplak kadın görüntüleri hoşlarına gittiği için hemen ''hhüüüüfffffffff'' diye böyle uzunca
bir ses çıkarırlardı. Benimle beraber sinemaya gelen Sadê adlı Batman'lı çocukluk arkadaşımla
beraber biz de bu seyircilerle birlikte ''hhüüüüfffffffff'' dierek kahkalar atardık.
Benim ilk sinema hatıram budur ve asla unutmadım o günü.
Daha sonraki yıllarda Ergani'li kürd öykü yazarı Bekir Yıldız'ın
Beyaz Kan adlı kitabını okuyunca Kürdistan'daki
erkek sinema seyircilerinin açık filimlerde neden
böryle ''hhüüüüfffffffff' çektiklerini okuyunca
onların bu tavrını o zaman daha çok
iyi anladım.

 

 

 

Diyarbekir gül ve menekşe şehrinden bir beton yığını kompleksi haline getirildi türk işgalcileri tarafından. Yazları menekşe kurutulup kışları menekçe çayı içilen, gül aromasıyla rakı yapılan, bir eve ziyarete gidildiğinde sade kavenin yanında vişne likörü ikram edilen, her evde bir müzük aletinn olduğu, az da olsa bir çok evde piyanonun bulunduğu bir şehirden ölü bir kültürün küllleri altında inim inim inletiliyor.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

SURP GREGOROS CHURCH - DESTROYED 1916 by TURKISH ISLAMIST STATE

 

 

 

 

 

 

 

 

 

1975

Den kurdiska staden Diyarbekir som förvandlades till ett betongkomplex av de turkiska inkräktarna stönar under askan av en död islamistisk turkisk kultur..

Det var en gång en stad där violettblommor torkadess på sommaren och violett te dracks på vintern, arraki med rosarom tillverkades, körsbärslikör serveras bredvid en vanlig kaffe när man besökte en familj, i varje hus fanns ett musikinstrument, och även om det var få så fanns det piano i några hus..

 

 

 

 

 

Amida ['Diyarbekir'] has a history as long as 7 000 years old.

It believed that Amida's ancient wall was built to protect the production surplus of wheat from the looting.
Amida is the province of the wheat's Homeland since the Agrar Revolution started for about 11 thousand years ago

 

 

 

 

 

 

 



Derê Çiyê yê Nûjen - Warê Şêr û egîdan!

 

 

 

 

 

 

 

 

 



- ''Kürtlerin ekonomik güç elde etmeleri engellenmeli''

- ''Kürtler asimile edilmelidir''.

''Kürtleri Türkleştirmenin en etkili yolu, Türklerle Kürtlerin aynı okullarda okutulmasıdır. Diyarbakır, kuvvetli Türklük merkezi olmak için tedbirlerimizi kolaylıkla işletebileceğimiz olgunluktadır. Dersim vilâyetinin teşkili ile askerî bir idare kurulması ve Dersim ıslahının programa bağlanması lâzımdır. Erzurum’un içeride Kürtlüğe karşı sağlam bir Türk merkezi haline getirilmesi gerekli, ki, boşaltılan Ermeni köylerine Kürtlerin yerleştirilmesinin engellenmesi de ayrıca gereklidir’…

 

 

 

 

 

1960

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Şeyh Said Efendi'nin mezarı üzerine yapılan ilk bina: Yenişehir sinaması

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Deriyê Cot - Cot Deri

 

 

 

 

Deriyê Cot - Cot Deri

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Riya Xarpêt, Erxenî û Madenê.. Ber bi Seyrantepe..

 

 

 

 

 

 

Keleha Navîn [İç Kale]

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

The 4 Feeted Minarette is from the pro-Islam era and used as control tower

 

 

 

 

 

 

 

The 4 Feeted Minarette is from the pro-Islam era and used as control tower

 

 

 

 

 

 

Minareya 4 ling

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Diyarbekir'in 4 ayaklı minaresi, 6.2.2023 tarihinde Kürdistan'da merkezi Dilûk (Entab)'da olan 7.8 şiddetindeki depremde yıkılmamasının, hala ayakta kalmasının HİKMETİ birbirine yakın duran güçlü sütunlardadır.
O zaman binyıllardan beridir bir deprem ülkesi olan Kürdistan'da ev inşa ederken en başta sütunların çokluğu ve sağlamlığı dikkate alınmaldır. Vazgeçilmez ikinci önemli bir önlem de YAPILARIN BİRBİRİNE BİTİŞİK olarak inşa edilip sallantılarda birbirine destek ve mukavemet gücü vermelerini sağlamaktır.
Bundan tam 72 yıl önce 1952 yılında amaziğ halkının Diyarbekir'i olan amaxiğ halkının baş şehri Agadir'de şiddetli bir deprem meydana geldi. Bütün şehir kaydı ve koca bir çukur meydana geldi. Agadir'deki ütün evler yıkıldı onbinlerce insan yaşamını yitirdi. Ama bugün Agadir'de evlerin %99'u 4 katlıdır ve hemen hemen bütün evler birbirine BİTİŞİK bir şekilde inşa edilmiştir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Pêlikên ku diçe ser Birca Merwaniyan ('Keçî Burcu')

 

 

 

 

 

 

 

 

Pir a 10 derî

 

 

 

 

 

 

 

 

Keleh & Bajar

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Riya Bexdadê (Bagdat Caddesi)

 

 

 

 

 

 

 

Riya Bexdadê (Bagdat Caddesi)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Parka Trafîkê, Derê Cot

 

 

 

 

 

 

 

Eli Pasha, Park

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Taxa Ofîsê

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kuçeya Hunerê - Sanat Sokağı - Art Street

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dîmen ji Koşka Erdebîl li ber Pira Dehderî

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Taxa Ofîsê

 

 

 

 

 

 

 

 

Taxa Ofîsê

 

 

 

 

 

 

 

 



Tavgeha Zinarê Fîsê

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Tavgeha Zinarê Fîsê

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 



Pastexaneya Şêxmûs li ser xaçeriya (dortol) nêzîkê derê Serayê.. c1975

Pastexaneya Malbata Şêxmûs mirov dikare bêje ku li gor standardên navnetewî
yekem jimare (1 no) dezgeheke hunera xwarina kurdan bû.Ji xwe li HEMÎ Rojhilata Navîn
pastaxaneyeke wek wê ya hunerdar nîn bû. Ne li Beyrûd,ê û ne li Şamê.
Ji xwe xwarina Anqer'ê û Stanbol'ê wek xwarina Kurdistan'ê xweş û kêrdar qet nabe.
Bo nimûne şanborega pastaxaneya bi lûle ya Şêxmûs'î bi goştê kêrkirî (kiymalı kol boreg) navdar bû.
Gava mirov diçû nexweşxaneya Nimûnê yan nexweşxaneya Sîgortayê
di destê xwe de ji vê şanborega kêrkirî ji pastexaneya Şêxmûs'î dikirî û dibir
bo nexweşan. Ji bo bavê min bo min ji vê şanborega kurdî bikire min xwe nexweş dikir..
Ev şanboreg, wek her şanboregekê pîvazdar bû. Lê tahma pîvazê wê ne wek tahma
pîvazên din bû, pir xweş bû. Ji ber ku pîvazên cehdasukî (arpacık soğanı) têde bû.
Ev pîvaz ew tahma xwe ya xweş dida vê şanboregê.
Pastexaneya Şêxmûs'î li ser xaçeriya (dortyol) li nêzîkê deriyê Serayê bû.


(Diyarbekir'de Pastahane olgusu
Şeyhmus Pastanesi ile başlar.
Takriben 1950 il yıllara tekabul eden bu açılış ve faaliyet uzun yıllar devam etti..
Önceleri ,yani 1940 lı yıllarda saray kapısına giderken
Emek sineması olan yerde
Şeyhmus Tatlıcı
börek imalatı yapıp satmaktadır.
Aslen Midyat ilçesine bağlı
KÜRD AŞİRETİ KERCOŞ AŞİRETİNDEN; MALA ZİLO yi ailesinden olan Şeyhmus Tatlıcı
Diyarbekir'e göç etmiş ve mardinkapıda bir börekçinin yanında çalışmaya başlamış ve bu mesleği öğrenmiş.
Biz Bu pastaneyi 1960nlı yılları ile hatırlıyoruz.
Dörtyolda, Saray kapısına giden İzzet Paşa caddesinin köşesinde,
üstü toprak damlı olan büyük bir dükkandı.
Çalışanlarının tamamı temiz beyaz önlüklüydü
vitrininde sedece pohaçalar ve kol börekleri bulunurdu.
İçe bakan tezgahın üzeri ise baklava tepsileri sergilenirdi.
Tezgahtarın keski aleti ile kol böreklerini keserken
tempolu bir müzik ile mermer tezgahta çıkan biçak darbeleri sesleri dululuyordu.
O yıllarda klasik bir Baklava ve börek dükkanı görüntüsündeydi.
Bir pastanede olması gereken mamuller 1970 li yıllardan sonra görülebildi.
Büyük oğul Salih Tatlıcı İstanbula yerleşmişti.
Momoz Lakaplı ve yine babasının ismini taşıyan oğlu Şeyhmus devam ettiriyordu.
Saf limondan imal edilmiş limonatası ve kol böreği unutulmaz lezzetliydi.
Tatlıcı ailesi tamamen İstanbul'a yerleştikten sonra
Şeyhmus Pastahanesi akrabaları olan Kazım Uysan ve oğulları tarafından çalıştırıldı.
Diyarbekirliler YAŞ PASTA yı ilk burada tanıdı.

1960 lı yıllarda,
Kürd kültürünü her alanda
kopyalayıp türk, fars, arap veya ermeni kültürü olarak sunduğu gibi Şeyhmus Pastanesinin karşısında,
o zamanki Park otelinin önündeki dükkanların birinde Karadenizli Hakkı Fındık adında biri, Şeyhmus konseptini taklit ederek
bir pastane daha açtı.

Takip eden yıllarda yani 1970 li yılların başında Gazi Caddesinde , Hasan Amca Pastanesi açıldı..Her türlü pasta, baklava, sütlü tatlılar ve böreğin satıldığı bu mekanı Hasan Beg isimli bir kürd açmıştı.
Hasan amcanın ölümünden sonra oğulları uzun bir süre çalıştırdı ve sonra dükkanı kapattılar.
Gaziantep asıllı Küllahçıoğlu ailesinin İnönü caddesinde bulunan Baklava salonunun kapanması ve Döner Salonu olmasından sonra küçük kardeşleri Ömer Küllahçıoğlu Lise caddaesinde Ziya Gökalp Lisesinin karşısında bir pastane açtı…öğrenci mekanıydı burası.
Ünal Gazoz Fabrikası kapandıktan sonra Ünal AİLESİ pastaneciliğe başladı, önce Dörtyolda ve sonra Ofis Ekinciler caddesinde uzun bir süre pastahane işletmeciliği yaptılar.
Daha sonra İzzet Paşa caddesinde SİSİ PASTAHANELERİ, ve Ofiste Petek pastaneleri isim yapan işletmeler oldu.

Diyarbekir'de helvacılık, bozacılık hatta pişmaniye yapılan dükkanların yoğunluğu dikkati çeken bir vakıadır...)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ava Kaniya Enzelê ji Çiyayê Reş (Qerejdaxê) tê, Wêne: Zeytûnî

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

The famous "Ten Doors Bridge" (Pira Deh Derî) of Amida from the fäst mällenium built by Romans

 

 

 

 

 

 

 

The famous "Ten Doors Bridge" (Pira Deh Derî) of Amida from the fäst mällenium built by Romans

 

 

 

 

 

The famous "Ten Doors Bridge" (Pira Deh Derî) of Amida from the fäst mällenium built by Romans

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

An amazing sky phenomenon at Diyarbekir 02-05-2020,.19:00-o-clock

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Gihangeka Dunyaye (Dünya Kavsağı), Gundê Dîcleyê.. Diclekent, Diyarbekir
Kent kelimesi kürdçe'nin 'gund' kelimesinden türemiştir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ber deriyê Sînemaya Dîlan'ê

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Sordema Corona şopa Covid19, Adar 2020

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Diyarbekir'i KASITLI olarak bu hale soktu işgalci türk devleti.
Bütün Kürdistan kırsalını (yani KÜRTLÜĞÜN KÖKÜNÜ) boşaltarak on bin yıldan fazla bir tarihi olan kürd köylülerini (yani kürdlüğü) şehirlere sürdü.
Şimdi de en ilk fırsatta bu şehirlere yönelecektir hedefi olan kürd imhasını sonuçlandırabilmek için.
Bir düşünün, HİÇBİR sanayinin ve diğer hiçbir sabit geçim kaynağının olmadığı, sadece bu kuru binaların bulunduğu mülti-milyon nüfuslu bir şehirde çıkarılan uzun süreli bir çatışma ortamında bu halk NE YİYECEKTİR?
--- Bu kuru binaları mı yiyecektir?
İşgalci türk düşman devleti aynı oyunu Güney Kürdistan'ın başına da getirdi.
Bu kuru binaları gördükçe bütün bunları düşünerek çok üzülüyor ve çok tedirgin oluyorum.
Bu bir tuzaktır.
12.01.2021

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Foro: Zeytûnî

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Foro: Mahmud Bozarslan

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bazara heywên a kevn

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kaniya Qerejdaxê - 'Enzele'

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ev wêneya mîrat çi tîne û çi nayne bîra mirovî ..
Bu rewsim neler getirmez ki adamın aklına ..

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Derê Romê

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Postexaneya Kevin, 1970

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Mala Çandê - Kulturhuset - Culture Hoıuse (Diyarbekir)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Gêl ('Egil')

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dicle ber êvarê, Diyarbekir

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Paytona elektrîkî

 

 

 

 

 

 

 

Paytona elektrîkî

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Hewsel & Gola Ecem

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Derê Cot

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Derê Mêrdînê

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kitêbxaneya Qedîm li Perestgeha Kurdên Şemsî
(Kürd Şemsi inancı sahiplerinin tapınağı avlusundaki eski kürd kütüphanesi binasi) - Wêne: Pirinccioglu

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Qentar ("Kantar")

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

The Great Ring Wall of Diyarbekir (Amida) in Kurdistan's Capital

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Zivistan

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Deriyê tek, Take derî, hêla derve

 

 

TAKE DERÎ ("Tek Kapi") hêla hundur

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Li ber Stasyona Diyarbekrê 1970

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Derê Çiyê ('Dağ Kapı')

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Derê Romê- Port of Rome

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Derê Romê- Port of Rome

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

TIGRIS - Hewsel & Çemê Dîclê û Bircên Keleha Diyarbekrê ji dûrî ve..

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bexçeyên Hewselê

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Bi destûra M. G.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Lîseya Diyarbekrê sala 1976 hat avakirın û jı avahıya xwe ya kevn a li ber stasyona trênê bar kir hat nav vê avahiyê

Bu binanın sırları hala bizimledir. Kısmet olursa birgün zaferle döndüğümüzde bu bina hakkında güzel planlarımız vardır.
Bu modern bina Diyarbekir Tatlıcılar Gökdeleni'nin yapan rahmetli dayım müteahhid Selim Alıcıer tarafından 1976'da inşa edildi ve bu binanın inşaatında bir yaz tatili ben de çalıştım

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Birçok masum kürd çocuğunun türkleştirildiği işgalci-sömürgeci islamo-faşist türk ırk devleti okulu Ali Emiri Ortaokulu

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

1965

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Diyarbekra nû

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Dikiş (Singer) Kursu 1932

Bakın Diyarbeki'de ne güzel ve ne akıllı hanım kızlarımız varmış

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Foto: 1960'lerın sonu

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Taxa Minareya Çarling, Foto:

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Masum Suer

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Gêl, Egil

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Amîda Kurda

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Ji Derê Serayê ve MINARA ÇAVDÊRIYÊ (Şimdi Hz Silêman Camii diye bir arap işgalcisinin adı verilen minareye çevrilmiş eski GÖZETLEME KULESİ)

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

GOLA HAZARê

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

AMİDA'm..
Kan ağlıyor şimdi işgalci, islamo-faşist barbar türklüğün kanlı pençesinde ..
_______

YAŞAMINDA TÜRK İŞGAL VE SÖMÜRGECİL İĞİNİ İÇSELLEŞTİRMİŞ KÜRDLER
- İşgalci-Katil Türkiye'nin ''KIRRO''su olmayı yeğleyen o kadar çok DÖKÜNTÜ varki kürdlerin içinde, haddi ve hesabı bile yoktur. Bu döküntüler, tıpkı ırkçı türk tv'lerinin eğlence programlarının maskotu şahsiyetsiz türkiyeci hıyar Aydo'lara benziyorlar.
Üstelik bu döküntüler, her sınıfsal katman ve kategoriden ve hatta her siyasi kademeden var.. Her ne kadar zor bir iş olsa da, bu pisliklere rağmen kurtulmalıyız ve kurtulacağız da.
Köleliğe alışmışlar bir kere. Kurtulmak istemiyorlar. Kürd ve Kürdistan üzerinde yoğun bir şiddetle tahakküm edip süren türk sömürgeciliğini içselleştirmiş bir yaşam sahibidirler bunlar.
Ellerine geçen ilk fırsatta İzmir, Bodrum, Marmaris, İstanbul gibi türk metropollerine yatırımlarını yaparak oradaki yaşamın müptelası olurlar. Tekrar söylemekte fayda vardır. İmhacı islamo-faşist türklerin asimile amaçlı mecburi iskan ettikleri insanlarımızı kast etmiyorum. Bu kesimin çoğu, kürdlük ve yurtseverlik bilinç ve azimlerinden taviz vermemektedirler ve türk işgalciliği ile hiçbir şekilde bağdaşmıyorlar. Ama gönüllü asimile olanlaradır bu sözüm.
İşgalci türk metropollerindeki yaşam herne kadar Kürdistan'daki yaşamdan materyal bakımdan ileri olsa da, Avrupa ve Amerika toplumlarındaki yaşamla hiç bir bakımdan kıyas edilmeyecek kadar çok geri ve çok ilkel bir yaşam tarzıdır. İşgalci, ilhakçı, ırkçı türk sömürgeciliği kendi işbirlikçi kürdlerini kendine son derece sağlam bir şekilde bağlamış ki, 'kanat' (yani para) sahibi oldukları halde türk sömürgeciliğinin boyunduruğundan çıkmak için başka bir yere uçamıyorlar. Milyarların sahibi olsalar bile, varacakları son durak kürd düşmanı ırkçı işgalci islamo-faşist türkün Ankara, İstanbul ve İzmir'deki boklu kıçıdır. Hatta uzun yıllar Avrupa'larda çalışıp biriktirdikleri sermayelerini bile, götürüp kürd düşmanlığının dorukta olduğu işgalci türklerin bu şehirlerinin hizmetine yatırırılar.
İşgalci türk bunları sıkı bir TURKOFON eğitime tabi tuttuğundan, dolayı bunlar yabancı dil konuşabilseler bile, kattiyen Avrupa ve Amerika'ya açılmazlar. Çünkü kürd halkının kurtuluşu ve devletleşmesi gibi bir sorunları olmadığı gibi, türk işgalciliği ve sömürgeciliğine içten razı olmuş bir tarzda, Ankara, İstanbul ve İzmir gibi türk metropollerindeki ikinci sınıf insan olma yaşamını bağımsız-özgür kürdlüğe karşı herzaman yeğlerler.
Bunlar eskiden TİP'li veya TKP'li olurlardı. Bunların şimdiki moda partileri HDP'dir. XAPO geleneğinden gelmeyen kesim de, HDP'li olmaya gerek duymadan, kendi üsluplarıyla ve dolaysız bir şekilde Erdoğan'ı (türkiyeliliği) savunmaya başlamışlardır. Bunların Facebook profillerine bakın, HEPSİ Erdoğan'ın FB sayfasını 'beğenmiş'ler.

--- Wey la li min xerîbê - Wey la li te xerîbê.. Xerîbka Xwedê me lo ...
Hay loooo, hay lê !!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

1985

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 



Postexaneya Kevin li ber Deriyê Cot

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Derê Çiyê, Derê Xarpêtê - Meydana Şêx Seîd Efendiyê Kal

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Türk Özel Harp Dairesi Kürdistan kırsalını boşaltarak bu binaları hem çürük yaptırdı ve hemde özellikle..
Büyük kürd soykırım planının önemli bir parçasıdır.

 

''Türkiye İstatistik Kurumu’nun verilerine göre, Amed'in (Diyarbakır) Rezan (Bağlar) ilçesine bağlı Bağcılar mahallesi, 141 bin 11 kişilik nüfusuyla Türkiye’nin en kalabalık mahallesi oldu'' deniyor.

.

Peki NEDEN böyle depremde düşebilen evler ÖZELLİKLE inşa ettirildi?

Binyıllardan beridir bir deprem ülkesi olan Kürdistan'da ev inşa ederken en başta sütunların çokluğu ve sağlamlığı dikkate alınmaldır. Vazgeçilmez ikinci önemli bir önlem de YAPILARIN BİRBİRİNE BİTİŞİK olarak inşa edilip sallantılarda birbirine destek ve mukavemet gücü vermelerini sağlamaktır.
Bundan tam 72 yıl önce 1952 yılında amaziğ halkının Diyarbekir'i olan amaxiğ halkının baş şehri Agadir'de şiddetli bir deprem meydana geldi. Bütün şehir kaydı ve koca bir çukur meydana geldi. Agadir'deki ütün evler yıkıldı onbinlerce insan yaşamını yitirdi. Ama bugün Agadir'de evlerin %99'u 4 katlıdır ve hemen hemen bütün evler birbirine BİTİŞİK bir şekilde inşa edilmiştir. Kürdistan'da modern zamanlarda defalarca deprem olmasına rağmen Kürdistan'da böyle Babil kulesi gibi yüksek ve tek başına duran zayıf yapılı konutlar inşa etmek acaba kimin becerisidir? Elbette kürdlerin kökünü kazımak isteyen işgalci, vatansız türklerin islamo-faşist türklük devlet'dir.

Çiyayê Qerec & Diyarbekir

Depremde yıkılma riskli yüksek binalar sinsi işgalci türk oyunu

Kürdistan şehirlerinde depremde yıkılma riski taşıyan yüksek bina inşa etmek işgalci türk oyunudur.
Eğer şiddetli bir deprem olmasa bu binaların ömrü en fazla yüz senedir. Betonun ömür bu kadardır. Yani yüz sene sonra bu gördüğünüz bütün binalar yıkılacaktır! Kürdistan coğrafyası yüksek riskli deprem bölgesi olduğu halde, bu gökdlenleri.yan yana değil, tek başına diktiriyor. Düşünün işgalci türk ekonomisi ne kadar astronomik büyüklükte bir kar etti bu binalar dikildiğinde! Bütün inşaat yapğı malzemleri, beton, boya, kapı pencere HEPSİ İsttanbul, Ankara ve İzmir'den Kürdistan'a satılıyor!! Kürdistan'da tek bir fabrika inşa etmiyorken, türk işgal ve sömürü devleti kendi şehirlerinde her adım başında bir fabrika yaptırıyor. Kürdistan'da da insanların beynini dinle yıkamak için Kürdistan'da her on metrede bir yeni bir cami dikiyor. İslam'ın anavatanı Suudi Arabistan'da, Mekke ve Medine'de bile Kürdistan'da olduğu kadar cami yoktur.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Deriyê Ruhayê, Deriyê Romê hêla hundur, piştî nîvro.. 2022

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Meydana Şêx Seîd Edendî

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 



Roja zimanê kurdî 21/2 li Diyarbekrê

Dewleta tirk a terorîst, bi tifing û bi tank û top û firoke û leşker û polîs û şûr û mertal, dora van her du kurdên ku li dest wan bandrolên bi dirûşmên 'zimanê kurdî' heye pêçaye.
Dagîrkerên tirk ev çend pir ji kurdan û ji zimanê kurdî ditirsin.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Hemama Paşa - Hemama bi nav û deng a kurda
(Paşa Hamamı - Tanınmış kürd hamamı)

 

 

Hotêl Tûrîstîk Palas li Derê Çiyê

 

 

 

 

 

 

 



Bu güzelim kürd tarihi eserleri zalim türk işgalinde kürd halkına korkunç bir zulüm, baskı ve işkence merkezine çevrilmiş.
Diyarbekir İçkale'deki bu tarihi güzel kürd binası da JITEM denilen katil türk askeri birimi olarak kullanılmakta.

İşgalci türk devletinin beyinlerini yıkayarak ırkçılaştırdığı BÜTÜN türkler şunu diyor; bir Kürd Devleti kurulmaması için elimizden gelen HERŞEYİ yapmalıyız..
Niye bu kadar çok kürd karşıtıdırlar? Çünkü çok iyi biliyorlar ki Apê Musa’nın dediği gibi: kendi ülkeleri YOKTUR ve Türkiye denen GECEKONDU devletlerini “kürdlerin toprağı üzerinde” inşa etmeye çalışıyorlar. Biliyorsunuz türkçe'de vatan kelimesi yoktur. Yurt diyorlar ve yurt kelimesi türkçe'de çadır demektir.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

1961 Papûra Stasyonê (Istasyon caddesi)

 

 

 

 

 


NEOLİTİK DÖNEMDEN BERİ OLUŞMUŞ VE HALA DIYARBEKIR & MÊRDÎN BÖLGESİNDE YAŞAYAN KÜRD AŞİRETLERİ

 

 

 

 

 

 

Kürdistan'ın Başkenti - Kadim Şehr-î Kürd Diyarbekir de POGROM MANZARALARI 14.03.2016 Rezan ["Bağlar''] Diyarbekir

güzel kadim şehrimde büyük bir zulüm KOL GEZİYOR,
oluk oluk KAN AKIYOR gül kokulu sokaklarında
minnacık çocukların kafasına dom-dom kurşunu sıkıyor işgalci islamo-faşist türkler
kürdün YARALI YÜREĞİ irin tutmuş türk işkencelerinden
tek tek, topluca, hızlıca kazıtılarak YOK EDİLMEYE ÇALIŞILIYOR kürdün esamesi
kadim kürd ülkesi Kürdistan'dan..

Ama tek kelimelik bir cevap vereceğiz size: BAŞARAMAYACAKSINIZ siz bunu.. ASLA !!

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Deriyê nav serayê, yê bi kemera yûnanî

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Qoto - Lokomoîfa Qot
Dıyarbekır Garı (Tren İstasyonu) önğnde halkın görmesi için sergilenen bu lokomotifte, üretim yılı ve yerini gösteren tunçtan bir yazılı plakat var:


NYKVIST ve HOLM
1938, Trollhättan - ''SWEDEN''

NOHAB = NYKVIST & HOLM AB Trollhättan 1929.

- İsveç'in işgalci Türkiye ile yakın ticari ilişkisinin güncel bir örneği. Bu ilişki İsveç kralı Charles XII zamanına kadar uzanır.

İsveç Dev Telecom Tröstü Eriksson, Osmanlı İmparatorluğu'nun tüm telekomünikasyon ağını kurdu. (Kaynak: Ericsson's Chronicle, 2000 yılında Stockholm'de yayınlanmıştır)

Bu bağlamda, 1920'lerde türk işgalciler kürd devrimcilerle savaşırken Ericssion'un kürd özgürlük mücadelesine karşı işgalci türkler için inşa ettiği telgraf direklerinin işe yaradığını belirtmek gerekir!

Küdler, Diyarbekır şehrini 1925'te türk işgalincen kurtardığında, Ankara'ya bir telgraf gönderildi ve Alman yapımı Bağdat-Konstantinopolis (Orıent Expressen) demiryoluyla yeni türk takviye birlikleri, kürd özgürlük savaşçılarının bulunduğu güneydeki bir kasabaya gönderildi. pusu ile kuşatıldı ve şehir yeniden düştü.

Ankara'ya gönderilen bu telgraf olmasaydı, takviye talep eden mesajı Ankara'ya göndermek haftalar alacaktı ve ardından kürd devrimi ve kürd özgürlük savaşçıları stratejik öneme sahip kürd şehrini ellerinde ve kentte tutmayı başaracaklardı. asla düşmez ve halifeler tarafından yıkılmazdı.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Şeytan deresi

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Lise caddesi

 

 

 

 

 

 

 

Xançepek namını (xançepekliğini) koruyor

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

6 Şubat 1933 Tarihli Son Posta Gazetesi Sayfa 4

İşgalci türkler, araplar ve persler Kürdistan küçük büyük bütün hemen hemen hepsinin ismini değiştirdiler

Diyarbakır/Diyarbekir şehrin değil, mıntıkanın ismidir. Mıntıka, ismini aktüel adı ile Bekiran olan Kürd Bakran (Bakıran) aşiretinden almaktadır.
Şehrin ismi, Amed/Amid/Amäda"dir. Pakran/Bakran/Bekäran aşireti KürtdYahudi, Kürd/Ermeni ve KürdGürcü tarihine damgasını vurmuş bir büyük Kürd aşirettir.

 

 

 

 

 

Diyarbakirs historiskt unika stadsmurs stenar tas loss och säljs

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Kadim Kent Diyarbakır

 

 

 

Osmanlı’da yapılan ilk kez yapılan 1869 tarihli ilk nüfus sayımının sonuçlarına göre, Diyarbakır’a bir bakalım.

Diyarbakır merkezinde yapılan sayım sonuçlanmış olup, sonuçları aşağıda açıklanmıştır.

Tahrir Müdürlüğü’nden açıklanan cetvele göre, Diyarbakır’ın merkezinde:

Bir Vilayet Konağı
Bir Harem Dairesi.
Bir Liva Hükümet Konağı.
Hane, işyeri ve diğer mekanların sayısı da şöyle:
Hane: 4229
Dükkân: 1840
Mağaza: 31
Kereste Ambarı: 76
Han: 8
Hamam: 12
Kahvehane: 34
Değirmen: 28
Pirinç dingi: 6
Bulgur dingi: 24
Fırın: 36
Ahır: 159
Arsa: 288
Bekçi odası: 2
Samanlık: 2
Balıklı Gusülhanesi: 1
Bezir hane: 12
Meyve hane: 4
Salla hane: 2
Kireç hane: 1
Midmanhane (Kefaret sandığı): 1
Sabunhane: 2
Direk hane: 2
Menzil hane: 1
Posta hane: 1
Casshane (Alçıhane): 1
Karakol: 7
Tabakhane: 29
Tabakhane odalar: 4
Haşırhane: 1
Bardak atölyesi: 1
Patrikhane: 1
Eski tımarhane: 1
Eski Damgahane: 1
Boyahane: 1
İslâhiye: 1
İplikhane: 6
Tahmis hane: 1
Muvakkithane: 1
Su Tarazusi: 1
Su hayrat hane: 1
Hanefi Camii şerifi: 15
Şafii Camii şerif: 4
Cami arsası: 2
Mescidi şerif: 30
Türbe-i Şerife: 11
Darül Kura: 1
Tekke: 5
Medrese: 6
Rüştiye Mektebi: 1
İslam Mektebi: 11
Ermeni Mektebi: 3
Süryani Mektebi: 1
Yahudi Mektebi: 1
Zaptiye Merkezi: 1
Polis Karakolu: 1
Redif Deposu: 1
Kale Kapısı: 8
Kale mağazaları (Burç odaları): 167
Kilise: 13
Yahudi Havrası: 1
Böceklik: 9
Kasır: 11
Tarla: 149
Bahçe: 308
Kavaklık: 22
Buz gölü: 85
Buzhane: 17
Bostan: 24
Bağ: 7
Bakı Atölyesi: 1
Gümrük Hanı: 1
İslam Kabristanı: 8
Hristiyan Mezarlığı: 4
Yahudi Mezarlığı: 1
Dicle kenarında iki odun iskelesi olup toplam olarak 6699 Muskalat ve Arazinin mevcut olduğu gösterilmiştir.

Bunun yanında mevcut nüfus cetvelindeki dağılımı ise şöyle:
Kürt: 4781 erkek, 5033 kadın.
Ermeni: 3577 erkek, 3276 kadın.
Ermeni (Katolik): 428 erkek, 403 kadın.
Süryani: 747 erkek, 687 kadın.
Süryani (Katolik): 94 erkek, 80 kadın.
Keldani: 508 erkek, 468 kadın.
Rum: 173 erkek, 126 kadın.
Rum (Katolik): 25 erkek, 30 kadın.
Protestan: 318 erkek, 332 kadın.
Yahudi: 143 erkek, 137 kadın.
Toplam Nüfus: 21 372 erkek ve kadın olduğu tespit edilmiştir.

Evet; kısacası bundan 150 yıl önce Osmanlı döneminde Diyarbakır’ın mozaiği böyle. Köylerinin ezici bir çoğunluğu da Kürdlerden oluşuyor. Osmanlı Paşalarının 95 yıllık, laik, demokratik hukuk devletinin de marifeti herkesin gözü önünde. Bunu ayrıca yazmamıza gerek yoktur. Ayrıca Diyarbakır o tarihten beri hep göç verdi, hiç göç almadı. Bu güzelim mozaiğin bozulmasına sebep olanların, insanlıkla ne alakası var?

1869 tarihinde yapılan ilk nüfus sayımında, Osmanlı arşivlerinde bütün Osmanlı şehirlerinin, kimlik bilgilerini okumak mümkün. Acaba sözde bir Türk aydını çıkıp, İzmir’in ya da Halep’in ya da Trabzon’un ya da başka bir şehrin kimlik bilgilerini yazsa da insanlar da bilgi sahibi olsalar ne olur? Devlet bunları ansiklopedik bilgi olarak, kitap halinde yayınlasa da insanlar, geçmişini öğrense kime ne zararı var?

Nereler Türklerin kadim kentleri, oralarla bilgi edinmenin kime ne zararı var?

Yoksa bunları öğrenmenin bir sakıncası mı var?

Bunu yapmak, bazı kentlerin asıl sahiplerini aramaktan daha kolay olur.

Bilindiği gibi, Osmanlı ailesi Afgan kökenlidir. Konuştukları dil Afgan dilinin Peştu’nca şivesidir. Türkmence ile hiçbir alakası yoktur. Şehirlerin kimlik bilgilerine baktığımızda, buralarda hiçbir Türkmen’in yaşamadığını açıkça görürüz. Osmanlılar, Türkmenlere “izansız marifetsiz toplum” diyorlardı ve özellikle onları saraydan uzak tutmaya çalışırlardı.

Osmanlı döneminde Anadolu’da var olan Türkmenler, Toroslardaki Yörükler ve Kaz dağlarındaki Tahtacılardı. Bunlar da Osmanlının korkusunda, dağlardan aşağı inmezdi. 1882 -1883 yılları arasında Anadolu’ya topluca yerleştirilen Çerkezlerle birlikte, Çeçenistan’da yaşayan Türkmenler de getirilip yerleştirildi. Bunlar Kızılbaş oldukları için, Anadolu’daki Kızılbaş Kürdlerin bulunduğu yerlere yerleştirildi.

Yörükler ve Tahtacılar Türkmen oldukları için, sürekli Osmanlının takibatındaydılar. Bunlar ve sonra gelen Türkmenler Kızılbaş oldukları için de Paşalar Cumhuriyeti’nin takibatı ile karşı, karşıya kaldılar. Paşalar Cumhuriyeti’nde hiçbir Türkmen üst düzey yönetici ya da fabrikatör olamadı.

Cumhuriyet döneminde, Kafkaslardan Anadolu’ya hiç göçmen gelmedi. Çünkü onlar artık Lenin’in “garantisi” altındaydılar. Balkanlarda Osmanlının geride bıraktığı işbirlikçilerini, Paşalar Türk diye onları Anadolu’ya taşıdı. Bu göçmenlerin hiçbiri Türkçe bile bilmiyordu.

Paşa torunları çıkmış bazı şehirlerin asıl sahiplerini arıyorlar ki orayı asıl sahiplerine teslim etsinler. Bu şehirlerden biri de Afrin. Türkiye Afrin’i boşaltıp asıl sahiplerine teslim etmek için, kapsamlı bir savaş başlattı. Afrin’i teslim edecekleri asıl sahiplerinin de kim olduğunu söyleyemiyorlar.

Efendiler eğer gerçek niyet bu ise, savaşa gerek yoktur. 1869 tarihinde Osmanlının yaptığı, şehirlerin kimlik bilgilerine bakın, her şey ayna gibi ortaya çıkar.

Afrin kadim Kürd kentidir ve Kürd kenti olarak da kalacak.

Mart 2018

İbrahim Aksoy

 

 

 

 

 

 

 

 

Wehşeta 2015-2017

2015-2017 yılları arasında tam iki yıl boyunca işgalci türk ordusu Diyarbekir başta olmak üzere 13 kürd şehrini viraneye çevirdi.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

İşgalci, islamo-faşit türk polis ve ordusu 2015-2016 yılları arasında işgalci Diyarbekir'in Sur ve Bağlar semtlerini tamamen tahrip etti
ve özellikle de Sur mahallesini. Onbinlerce masum sivil kürdü katletti, tüzbinlerce kürdü göçertti ve evlerine ve mülklerine islamist Suriye araplarını ve türkmen ailelerini yerleştirdi.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Diyarbekir Lisesi-1976-1977

İşgalci islamo-faşist türklerin 'Kürd' kelimesini bile yasaklamış olduğu bu dönemde kürd yurtseveri Diyarbekir Lisesi öğrencilerinin bu çıkışı derin anlamlıdır.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Diyarbakır neden
HAİN bıyıklı Mehmet paşaya teslim edildi!

 

Uzun bir aradan sonra tekrar tarihe ışık tutan ve yazılarıyla gazetemize katkı sunan Kürt tarihi araştırmacısı Kerem Serhatlı,
bu haftaki yazısında Fatih Paşa adıyla tanınan Bıyıklı Kürt Mehmet Paşa’ya ilişkin önemli bilgiler verdi.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Romeyn De Hooghe - (1645-1708)
Siege et Prise d'Amida - The Roman Battle of Amida in 359 AD-1681

Yıl 359da sasanilerin Amida'yı işgalini anlatan bir kaç kitap bulunmaktadır ayrıca bu kuşatmayı bilgisayar ortamında Amida Kuşatmasi adında bilgisayar oyunu olarak yayınlamışlar..

Amida'nın (Diyarbekir) Sasaniler tarafından saldırıya uğraması M.S. 359

O zaman romalıların hakimiyetinde olan şehre, sasanilerin saldırısını yansıtan bu gravür, ressam Hooge tarafından 1681'de çizilmiştir.
O dönem II.Şapur Sasani hükümdarıydı.

 

 

 

 


 

DİYARBEKİR (AMÎDA AGUSTA) İLİNE BAĞLI İLÇELER:

Bismil: Bismil
Çêrmûk: Çermik
Çînar: Çınar
Çungûş: Çüngüş
Erxene/Argana: Ergani
Gêl: Eğil
Hezro: Hazro
Hêne: Hani
Karaz: Kocaköy
Licê: Lice
Meya Farqin: Silvan
Pasûr: Kulp
Pîran: Dicle

 

 

 

 

 

Diyarbekir/AMED, Mêrdîn

 

 

 

 

 

DİYARBEKİR HAKKINDA BAŞKA MAKALELERE BAK

 

 

PERESTGEHA KURDÊN ŞEMSÎ - MÎTRA

 

ANCIENT AMIDA

THE GREAT RING WALL OF ANCIENT AMIDA

CHURCHS OF KURDISH AMIDA

AMIDA PERSPEKTIVE


KURDISH CITIES




GALLERY

 

 

KURDISH CITIES

 

 

 

 


Foundation For Kurdish Library & Museum