HISTORICAL OBJECTS

FOUND IN KURDISTAN

Home  |  Destpêk  |  Ana Sayfa

 

 

 

Bozê Rewan, Hespê bi Sirr, As(p)torbaz, li Çiyayên Zagros hatiye vedîtin, 800-700 BZ

 

 

 

 

 

 

 

 

 

A 5000 year old game wide found at historical port city Sert on the River Tigris

 

 

 

 

 

Yirmi kare oyunu ya da sadece oyun oyunu olarak bilinen ve M.Ö. 2400 yılında antik Mezopotamya'da ilk kez oynanan iki oyuncu strateji yarış kurulu oyunu.

Oyun, Orta Doğu'da tüm sosyal strata ve panoları insanlar arasında popüler oldu. Girit Ve Sri Lanka olarak Mezopotamya' dan uzak yerlerde bulundu. Popülerlik zirvesinde, oyun manevi öneme sahip ve oyunda olaylar bir oyuncunun geleceğini yansıtmak ve tanrıların veya diğer doğaüstü varlıkların mesajlarını tebliğ ettiğine inanılıyor. Bu oyun, eski çağlarda, muhtemelen gelişen, ya da erken bir tavla şeklinde, oynanıyordu. Eski antik çağlara kadar popüler kaldı. İsrail ' e göç etmeye başlandığında 1950'lere kadar bir benzer versiyonunu oynamaya devam eden kochi hint şehri'nin Yahudi nüfusu hariç her yerde unutuldu.

Bu oyunun adı, ingiliz arkeolog sir Leonard Woolley tarafından ilk kez 1922 ve 1934 yılları arasında Kraliyet Mezarlığı'nın kazılar sırasında yeniden keşfedildi.

Oyunun kopyaları, Orta Doğu'daki diğer arkeologlar tarafından bulundu. M.Ö. ikinci yüzyılda oynanan oyunun kuralları, katip-Marduk-Balalu tarafından yazılmış bir babil kil tableti üzerinde muhafaza edilmiştir. Bu tablet ve kurmuşsak şekline göre, ingiliz müze müdürü Irving Finkel oyunun temel kurallarını yeniden inşa etti. Modern tavla gibi, oyun hem strateji hem de rastgele bir şans.

 

 

 


Dünyanın en eski oyun seti Kürdistan Kenti Siirt Başûr'da Bulundu

 



Siirt Başur Höyük'ün Zengin Mezarları:

Siirt Başur höyükte dokuz mezardan bir müze dolduracak eser çıktı.





Dünyanın en eski oyun seti Siirt Başûr Höyük'te





Siirt’in 5 bin yıl önce daha zengin olduğu belirlendi. Ilısu Barajı kurtarma kazıları kapsamında Siirt’teki Başur Höyükte yürütülen Ilısu Barajı Mardin, Batman ve Siirt kazıları koordinatörü ve Ege Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Yard. Doç. Dr. Haluk Sağlamtimur, “Başur Höyükteki kazılarda gün ışığına çıkarılan eserlere baktığımızda 5 bin yıl önceki Siirt’in günümüz Siirt’inden çok daha zengin ve refah düzeyinin yüksek olduğu görülüyor” dedi.

Ilısu Barajı kurtarma kazıları kapsamında Siirt’teki Başur Höyükte yürütülen kazılarda bulunan 9 mezardan bir müzeyi dolduracak kadar tarihi eser gün ışığına çıkarıldı. Bulunan eserler arasında dünyanın en eski oyun taşları da yer alıyor.

Yard. Doç. Dr. Sağlamtimur, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kazıların Ilısu Barajı kurtarma kazıları kapsamında yapıldığını ifade ederek, şimdiye kadar kazı yapılan alanların bire bir suya maruz kalacak yerler olduğunu söyledi.

“Bugüne kadar Türbe Höyük, Başur Höyük, Motit Kalesi ve Çattepe Kalesinde kazı yapıldı” diyen Sağlamtimur, bunlardan Türbe Höyük ve Motiti Kalsi kazılarının tamamlandığını diğer yerlerdeki kazıların ise sürdüğünü belirtti.

   -  Anabasis Onbinlerin Dönüşü’ ile ilgili bir kale

Sağlamtimur, bölgede yapılan kazıların her birinin ayrı bir döneme ait olduğuna, daha da kazı yapılacak yerler bulunduğuna dikkati çekerek, şöyle dedi:

“Siirt’te 2002 yıllından beri kazı yapıyoruz. Çok sayıda kazı alanımız var. Aslında daha çok kazılacak yer var ama bu çalıştığımız alanlar bire bir suya maruz kalacak alanlar. Tarihsel olarak baktığımız zaman Türbe Höyük en önemli evre olan M.Ö 2 binli yıllarda imparatorluk öncesi bir Mittani Kalesi idi. Başur Höyük daha değişik. M.Ö 4 ve 3 bin yıllarda bulunan tek kazı alanı olduğu için çok önemli. Motit Kalesi, bu ‘Anabasis Onbinlerin Dönüşü’ ile ilgili bir kale. O hikayede yer alan Botan Vadisindeki savaş ve çatışmayı anlamak için kazı çalışması yaptık. Çattepe ise bilindiği üzere bir geç Roma Kalesi. Roma sınırı Botan’da bitiyor. Dicle ile Botan’ın birleştiği nokta olduğu için Geç Roma Kalesi en doğudaki sınırıdır.”

     - “Dicle düşündüğümüzden de zengin çıktı”

“Bir müzeyi dolduracak tarihi eserin bulunduğu Başur Höyük’teki kazılarda bulunan eserlere bakıldığında 5 bin yıl önceki Siirt’in günümüz Siirt’inden çok daha zengin ve refah düzeyi çok daha yüksekti” diyen Sağlamtimur, şunları söyledi:

“Modern Siirt bölgeyi bilen arkeologlar açısından süpriz oldu. Ancak benim için ise süpriz olmadı. Yaklaşık 7 yıldır burada kazı yapıyorum, 13 yıldır da bölgedeyim. Siirt’teki kazılarla Fırat’a alternatif bir koridor oluştu. Çünkü daha önceki baraj kazıları Keban, Karakaya ve Fırat kültürü ile ilişkiliydi. Dicle’yi pek bilmiyorduk. Dicle düşündüğümüzden de zengin çıktı” diye konuştu.

     - “Kazıda bulunan mezarlar çok zengin”

Yard. Dç. Dr. Sağlamtimur, bulunan 9 mezardan 5'inin sanduka mezar 4'ünün ise toprak mezar olduğunu belirterek, buluntular açısından taş mezar ile toprak mezar arasında bir farklılık görünmediğini belirtti.

Bu mezarların bölgede ticaret yapan tüccarlara ait olduğunu kaydeden Sağlamtimur, “Kazıda bulunan mezarlar çok zengin. Çok renkli, çok farklı buluntular var. Kap, kacak, bronzlar, yüz bine yakın boncuk, metal eserler, mızraklar, silahlar. Bunların tipolojisine bakıldığında çok farklı coğrafyalardan gelmiş olduğunu düşünüyoruz. Farklı coğrafyalardan gelmesi de buradakilerin ticari açıdan hareketli günler yaşadığını gösteriyor. Karbon tarihleri elimizde” diye konuştu.

     - Oyun seti 49 parçadan oluşuyor

Kazı çalışmalarında 5 bin yıllık 49 parçadan oluşan bir oyun seti bulduklarını ifade eden Sağlamtimur, setteki ana figürlerin domuz ve köpek gibi göründüğünü belirtti.

Sağlamtimur bunun dışında piramit, mermi çekirdeği gibi yan figürlerin de bulunduğuna dikkati çekerek, şöyle konuştu:

“Oyun setine ilişkin incelemeler devam ediyor. Figüratif anlamda taşa işlenmiş ya da obje yapılarak figür haline getirilmiş dünyanın en eski oyun taşı. Yaklaşık 40 yıldır Mezopotamya’dan haber yok, kazılar durduğu için. 40 yıl sonra dünya tarihini sosyal tarihi ilgilendiren bu buluntu gerçekten ses getirdi. Oyunu çözmeye çalışıyoruz. Tahtası karbonize olduğu için çözmemiz zor. Japonya, Amerika ve Türkiye’den bazı kişiler bunu çözmek için uğraşıyor. Ama gördüğümüz kadarıyla bir strateji oyunu. Tabi oyunu ilginç kılan şeylerden biri de bölgede o dönem yazı yok. Yazıdan önce oyun varmış. Çok gelişkin bir oyun. İçinden çıkan buluntularla ilgili bir antropolog ile çalıştık. İki çocuk ve bir yetişkin adam var. Bu kişilere ait bir mezardan bunların çıkması belki bu çocukların eğitimi ile ilişkili. Ya da çocukların çok sevdiği bir oyun ve ölünce mezarlarına gömmüş olabilirler. Buluntular gerçekten güzel.”

Siirt Ticaret Sanayi Odası (TSO) Başkan vekilleri Nedim Kuzu ve Özgür Çalapkulu da kazı yapılan Başur Höyüğü ziyaret ederek çalışmalarla ilgili bilgi aldı.

Çalapkulu, yaptığı açıklamada, gelecek yıl Ilısu Barajı su toplamaya başlayınca kazı yapılan alanların su altında kalacağını hatırlatarak, bu süreye kadar Siirt’in tarihi ile ilgili ne varsa toplanmasına çalışıldığını belirtti.

“Burada bulunan dünyanın en eski oyununa ait olduğu belirtilen 49 taş dünya gündeminde büyük ilgi çekti” diyen Çalapkulu, bunların Siirt’in tanıtımında büyük payı olduğunu vurguladı.

Zekeriya Güneş

 

 

 

 

 

TAVLA OYUNU'NU PERSLER İCAT ETMEDİ
Bir kere perslerin tarih sahnesine çıkması çok yeni bir fenomendir.

"Ur kraliyet oyunu"

5000 yıldan daha önce tarihi Kürdistan"da Kuzey Mezopotamya'da icat edilen bu oyun tarihteki en eski tahta oyunu olarak kabul edilir

Oyun, antik dünyada geniş çapta yayıldıkça geniş bir popülerlik kazandı ve etkileri Mezopotamya dışına, Suriye, Mısır, Hindistan ve diğerleri gibi farklı yerlerde yayıldı.
Ve Amun'un mezarında oyun için dört tahta bulundu

Oyun, "ur oyununun" yerini aldığına inanılan tavla gibi sonraki birçok oyunun temelini oluşturdu

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Yaklaşık olarak MÖ. 3000 yıllarına tarihlenen bazalt taşından yapılmış bir tencere

Çömlek ve kapağı yan taraftan iki kulp içermektedir.

Çömleğin üst kısmında çivi yazılı yazıtlar mevcut ve altta bir adam bir ağaca su döküyor ve ardından sığırlar bulunuyor.
Arkeologlar, bu adamları bu kabın adak amacıyla kullanılmış olabileceğine öneriyor.
Eser şu anda Hewlêr Ulusal Müzesi'nde

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

The world's oldest statue found in Ruha, Kurdistan

'Världens äldsta staty' hittat på den arkeologiska fyndplatsen

Världens äldsta staty hittades i "Göbekli Tepe" (sök på Google) i Urfa i norra Kurdistan.
-- På tre punkter (i ögonen och på ollonet) fanns tre helt vita blänkande stenar. Islamistiska turkarna tog ut dem och tystade ner Dr Klaus Schmidt från Det tyska arkeologiska institutet (DAI) som ledde utgrävningsprojektet på världens äldsta tempel som dateras hela 13 tusen år tillbaka i tiden.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 


 

Kurdistan'da 4000 yıllık bir tarihi yerleşim biriminde bulunan bir levha

 

 

 

 

 

 

Some 12 500 year old needles fond at excavations of Girê Kortikê- Kortik Tepe

 

 

 

 

 

 

4500 old salt and pepper shakers in in Colig (Bingol) Kurdistan

 

 

 

 

 

 

 

Oldest Art Objeckt Found In Kurdistan: Dance

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Teşîrês a kurd

Teşî ji dara bî çêdibe.
Teşî amûreke destî ye ku mirov pê hiriyê dike ben û dezî. Yekem car li Kurdistanê hatiye bikarhanîn. 4000 sal beriya zayinê bav-kalên me kurdan bestir (qumaş) hilberîne. Teşiyên wê demê ji hestiyên ajalan bûne.

İlk medeniyet yaratan buluşlar ve ürünler zagroslardan Kürdistan ovasına inen hint-avrupalı'lar (ilk kürd kavimler) tarafından icat edilip kullanılarak medeniyet oluşmaya ve gelişmeye başladı. Teşi kelimesi kürdçe'den yunanca'ya geçmiştir. Örneğin 'teşi' kelimesi türkçe'de yok çünkü türk kavmi üretici olmayan toplayıcı, avcı ve yağmalayıcı bir kavimdi.

 

 

 

 

 

 

 

Teşîrêseka kurd a hevdem, Dersim

 

 

 

 

 

 

 

 

Teşîrêseka kurd a hevdem

 

 

 

 

Teşiyeka kevnare antîkî

 

 

 

 

 

 

Peyva TEŞÎ ji kû tê?

TEŞÛ (Teşûp) yek ji xwedayên berê yên bavûkalên kurdan e. Kurê XUMAR, neviyê ANÊ ye. ANÊ jin e û hê jî li hin devran kurd ji dayikên xwe re ANÊ dibêjin.
Di wextê berê de navê wî TAR bû. TAR û MAR birayên hevûdu yên cêwî bûn. Yekî şev dikir roj, yekî jî roj dikir şev. Peyva TARÛMAR hê ji wir tê. TEŞÛ yek ji navên wî ye, lewra di destê TAR de mîrkut û birûsk hene û bi wan li dijî xerabiyê, tarîtîyê şer dike. Ew nebe ewrên reş belav nabin, şev nabe roj, xerabî her berdewam dike. TAR wekî TOR derbasî Germanan jî dibe. TEŞÛ(P) ba û bahozê radike. Ewran belav dive, firtoneyê radike, erdxanê (dunya) digerîne.

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Lion of Elamits in Protoliterate period of Mesopotamia, 3000 AD

 

 

HISTORICAL RUINS OF KURDISTAN

 

 

 


Foundation For Kurdish Library & Museum