UÇSUZ BUCAKSIZ UZAY DERİNLİKLERİ ANCAK YENİLENMİŞ DÜŞÜNCE METODUYLA KAVRANABİLDİ

Bildiğimiz eski metotla düşüğümüz için, şimdiye kadar ulaşamadığımız kainat ve politika sırlarına, alışılmış düşünce yolumuzu yöntemimizi ve güzergahımızı değiştirerek ancak ulaşabiliriz.

Yani şimdiye kadar ulaşamadığımız o sırlara, düşünce boyutumuzu değiştirmekle ulaşmamız mümkündür.

Şimdiki düşünce boyutumuzda engeller ve sınırlar vardır. Ne zaman ki bu engelleri ve sınırları aşarsak, o zaman bu sırların üstündeki perde bizim için aralanır.

Mezopotamya ilk medeniyetinin ve antik çağın astronomi alimlerinden tutun, ta modern çağın Einstein gibi bilim adamlarına kadar hepsi, uzay derinliklerini sadece düşünce vasıtasını kullanarak uçsuz bucaksız uzay derinliklerini faraziye teorileriyle araştırdıklarında, önce alışılagelmiş, geleneksel düşünme metoduyla bir yere varamadılar. Gerçeğe yakın faraziyeler üretebilmek için yukarıda bahsi edilen yeni düşünce tarzını buldular sonra.

Bu yeni düşünme metoduyla, asla ayak basmadıkları uçsuz bucaksız uzay deriliklerine gidip, kainat hakkında artık daha sağlıklı ve gerçekçi faraziyeler yürütebildiler ve hatta sabit hakikatlere ulaştılar.

Bunun içindir ki insanoğlu hala dünya atmosferinden çıkmadan çok önce, düşünce yoluyla dünyadan çıkıp, ta kainatın uç derinliklerine kadar varabilmişti. Uzayı tahlil eden, tanıyan insan, bugün dünyanın doğa yapısını da çok yakından tanıyor. Dünya kendi başına bir sistem ve mekanizması olan 'yaşayan' bir gezegendir. Dünya üzerinde sonradan peydahlanan insanlar ise, dünya doğasının en temel öğesi olmasalar da bugün dünya gezegeninin doğasını olumsuz yönde etkileyen ve giderek çoğalan bakteriyeler ve hatta mikroplardır. İnsan hücreleri tek hücreli amiplerden ta günümüze kadar kendini mütemadiyen egoistçe üretip yeniliyor. Politika da bu mikropların nasıl birbirine zarar vermeden yaşama klavuzudur.

Özellikle Amerika uzay araştırmaları bakımından dünyanın en gelişmiş ülkesidir. Amerika bugün uzay ve dünya gezegeni hakkında oldukça önemli sırlara vakıftır. Bu bakımdan Amerika, siyaseti de, insan mizaç ve tabii yapısına uyarlanmış bir şekilde yapıyor, yani insan doğası gibi EGOİSTÇE yapıyor.

Kısacası, ne insan düzeldi ve nede buna bağlı olarak insanın yaşama klavuzu olan politika rasyonel bir hal aldı ve alacak.

Sonumuz hiç hayırlı görünmüyor. En nihayet global bir anarşi ve kaos ortamına sürüklenmezsek ne iyi olurdu.

Goran Candan