Av FAİK CANDAN
1994
FAİK CANDAN
İŞKENCE GÖRÜP KURŞUNA DİZİLDİ
|
ÜSTÜ ÖRTÜLÜ GERÇEKLER ER GEÇ ÇIKAR MEYDANA
Avukat Faik Candan 1994 kaçırılıp işkence edildikten sonra kurşuna dizilmişti.
Tetikçi Ayhan Çarkın
+GERÇEK - Ankara’daki faili meçhul cinayetler dosyasında istinafın bozma kararının ardından sona geliniyor. Verdiği ifadelerle dosyanın açılmasını sağlayan eski özel harekat polisi, sanık Ayhan Çarkın kendisini “Katil” diye tanımladı ve bu cinayetleri işletenleri “tepedeki isimleri” diye tarif etti.
Çarkın tutuklanmadan önce +Gerçek’e konuştu. Çarkın, “Cinayetleri Mehmet Ağar, Tansu Çiller işletti. Mehmet Ağar’sız o cinayetler işlenmez. Bütün organizasyon bilgisi dahilindedir. Mehmet Ağar organizatörü, Tansu Çiller öbürleri yöneticisi, siyasi ayağı. Bir yerde siyasi ayak, bir yerde yargı ayağı desteği var” diye anlattı.
‘SİLAHLARI KORKUT EKEN TOPLADI’
Davada kritik delil “Uzi” marka silahların Korkut Eken’de olduğunu söyleyen Çarkın, “Korkut Eken (silahları) topladı. Ama bir iki tane dışarıda olduğunu biliyorum. Ama kimde olduğunu bilmiyorum. Mehmet Ağar da o silahların peşinde. Bir, iki tane silah bir yerde. O arkadaş da kimse, onu getirirse iş bitecek” diye konuştu.
Çarkın, Uğur Mumcu soruşturmasında da görev almış olan asker kökenli eski DGM Savcısı Ülkü Coşkun'u da suçladı. Coşkun'un o dönemde, “Bu işi devlet yapmıştır, siyasi iktidar isterse çözer" dediği iddia edilmişti.
DAVA YENİDEN GÖRÜLMEYE BAŞLANDI
Ankara’da 1993-96 yılları arasındaki 18 faili meçhul cinayete ilişkin dava, Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ceza Dairesi’nin eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağar’ın da aralarında bulunduğu 18 sanık hakkın verilen beraat kararını bozmasının ardından Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden görülmeye başlandı.
Kararda, “Sadece sanık Ayhan Çarkın'ın beyanları arasında var olduğu bildirilen bir kısım farklılıklara işaret edilmekte; ancak maddi olaylarla uyuşan bildirimlerinin ise irdelenmemek suretiyle, yetersiz gerekçe ile hüküm kurulduğu” vurgulandı.
“Suç işlemek amacı kurulan silahlı örgütün faaliyeti çerçevesinde tasarlayarak kasten öldürme” suçlanan 18 sanık hakkında yeniden yargılamanın önü açılmış oldu.
Eski özel harekat polisi, sanık Ayhan Çarkın, İstinaf Mahkemesi’nin ilk duruşmasında mahkemenin kararına katıldığını ve diğer sanıklarla yüzleşmek istediğini dile getirdi. Çarkın olayların araştırılmasını ve soruşturulmasını istedi. Çarkın’ın talebini reddeden mahkeme, davanın sanıklarından eski özel harekat polisi, Susurluk çetesi davası hükümlüsü Ayhan Akça hakkındaki yurt dışına çıkış yasağını da kaldırdı.
Davanın 22 Nisan’da yapılacak duruşmasında savcının mütalaasını vermesi bekleniyor.
KENDİSİNE ‘KATİLİM’ DEDİ
Verdiği ifadelerle dosyanın açılmasını sağlayan sanık Ayhan Çarkın, İstanbul’da yaşıyor. İşlediği cinayetlerden dolayı kendisine “Katilim” diyen Çarkın, ailesiyle bağlarını koparmış ve dört çocuğuyla telefonda görüşüyor. Tutuklanmadan önce sahilde eski bir minibüste çay satan Çarkın, bir Kürt, bir Zaza ve bir Suriyeli ile beraber çalışıyordu. Çarkın’ın anlatımına göre, şu anda hissettiği tek şey 'pişmanlık', tek dileği de kendisinin ve diğer sanıkların bu davada ceza alması ve adaletin yerini bulması.
'YİNE BERAAT VERİLECEK'
+GERÇEK’e konuşan Çarkın, 22 Nisan’daki duruşmada yine “beraat kararı” verileceğini söyleyerek, “Duruşmadan bir şey beklemiyorum. Hakimlerin elinde değil ki katillerin elinde ülke. İstinaf mahkemesi bozdu ya beraat kararını bir tek ben vardım mahkemede. Hepsine vareste tutulma kararı çıkarmışlar. Hakime, mahkemeye baktım değişen bir şey yok. Bir karar verilmiş. Beraat bu. Bu insanları biz öldürdük. Bu insanların katili biziz” dedi.
'BU AZABI ÇEKEN KİMSE KORKMASIN'
Çarkın akli dengesinin yerinde olmasına rağmen söylediklerinin mahkeme tarafından dikkate alınmadığını belirterek, yargılama sürecinde kendisine ilişkin verilen “akıl sağlığı yerinde” raporu anlattı ve diğer sanıklara şöyle çağrı yaptı:
“Benim adli tıptan almış olduğum yüzde 100. 99 değil. Yüzde 100 akıl sağlığı yerindedir raporum var. Adli tıp orada. ‘Bunu anca bir deli yapar’... Ben deli değil insanım. Benim yüreğim yanıyor. Bana bu nasip oldu. Öbürlerine de sesleniyorum. Bu azabı çeken kimse korkmasın. Evlatlarına baba diye sarılıyorsun, torunlarına dede diye sarılıyorsun, eşlerinizle de erkeğim diye yatıyorsan o sıfatların hiçbiri size yakışmıyor. Bunları yaptırdılar.”
‘GAZETECİLERİN ÖLRÜRÜLMESİNDEKİ TUĞLADIR O’
Kendilerine cinayetleriN “tepedeki isimler” tarafından işlettirildiğini dile getiren Çarkın, o isimleri “Bu işler Cumhurbaşkanının, o zaman Süleyman Demirel’di. Özellikle Başbakanın (Tansu Çiller) ve kocasının, Özer Çiller’in. Özellikle Mehmet Ağar. Bu cinayetleri uygulayan Mehmet Ağar’dır” diye açıklayarak, bu isimlerle yüzleşmek istediğini şöyle açıkladı:
“Yüzleşmek istiyorum. Gelmesi lazım ki bunları anlatayım. Bizim çetenin lideri gelmedi mahkemeye. Mahkemeye getiremiyorsun adamı. Hiçbir güç onu mahkemeye getiremiyor. O zaman elindeki tuğla neyse ben o tuğlayı biliyorum. O tuğla 12 Eylüllerin, Uğur Mumcu, Çetin Emeç, Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy Aydın, cumhuriyete sahip çıkan gazetecilerin öldürülmesindeki tuğladır o tuğla. Mehmet Ağar’sız o cinayetler işlenmez.
ASSASINATED KURDISH LAWYERS BY TURKEY